Hong Kong’da alışveriş yapmayanı döverler


Hong Kong öyle bir şehir ki adımınızı attığınız her yerden en az bir iki parça bir şey almadan kafanızı çevirip geçemezsiniz. Açık sokak pazarlarının yanında ultra lüks AVM’ler ve en ünlü dünya markalarının inci gibi yanyana dizildiği Nişantaşı gibi şık sokakları, antika ve hediyelik eşya standları ile her zevke ve bütçeye hitap ediyor bu şehir. Hong Kong’da iki kişi iki günde sadece 100 euro harcayarak çok rahat bir şekilde hem karnını doyurabilir hem de alışveriş yapabilir ya da en az kişi başı 1000 euro harcayarak sırf alışveriş yapıp valizi ikiye katlayabilir! Tamamen zevk, tercih ve tabii ki bütçe meselesi.

Hong Kong‘da iki günde ne kadar bütçe ile nerelere para harcadığımızın detaylarına girmeden önce, ilgilileri için Hong Kong alışveriş rotası hakkında kısa bir genel bilgi verelim:

Hong Kong’un 7 ana alışveriş bölgesi:

hong-kong-shopping

Sham Shui Po: Daha ziyade otantik bir Hong Kong tecrübesi edineceğiniz, daha az turistik bir bölge. Burada elektronik ve giyim üzerine birçok seçeneği bulmanız mümkün.

Mong Kok: Hem alışveriş ve hem de turistik olarak gezmek için en ideal lokasyonlardan biri. Birbirinin peşi sıra dizilmiş, Ladies Market, Bird Market, Jade Market ve Flower market sadece birkaç dakikalık yürüyüş mesafesinde.

nathanroad

Nathan Road denilen cadde ise bu açık sokak pazarlarının ortak caddesi ve “The Golden Mile” (Altın Mil) olarak bilinir. Cadde boyunca dizilmiş çok sayıda cafe ve restoran, alışverişten yorulanlara dinlenmek için mükemmel bir kolaylık sağlıyor.

Hollywood Road ve Cat Street: Hollywood Sokağı ve paralelindeki Cat Street özellikle antika ürünler ve el işçiliği ile aklınızı başınızdan alacak parçaların satıldığı daha butik yerler.

Biz eski püskü şeyleri incelemekten, kurcalamaktan inanılmaz bir zevk duyduğumuz için, bu iki caddede yürürken her dükkana girip, her standda durmamak için kendimizi frenlemek zorunda kaldık.

Tsim Sha Tsui: Harbour City gibi alışveriş merkezlerinin dışında kişiye özel dikim ürünler bulabileceğiniz Sam’s Tailor gibi markaların yer aldığı Kawloon yarımadasında bulunan bu bölgede ayrıca takı ve aksesuar, elektronik ürünler ve bir çok dünya markalarını bir arada bulmak mümkün. Bölge aynı zamanda turistik olarak gezilmesi gereken önemli bir konumda ve mükemmel bir manzaraya da sahip. Özellikle mağazaların geç saatlere kadar açık olması nedeniyle bu bölgeyi Hong Kong gezinizin “akşam durağı” olarak değerlendirebilir bu sayede de hem alışveriş yapabilir hem de gece ışıklar altındaki mükemmel Hong Kong manzarasının keyfini çıkartabilirsiniz.

Causeway Bay: Gece geç saatlere kadar açık bir çok alışveriş mekanı, ünlü markalar ve büyük AVM’ ler bulabileceğiniz bir cadde. Hong Kong’da alışverişin mekkesi olarak ünlenmiş ve şehrin en geç saatlere kadar açık olan AVM’lerinin yer aldığı bir bölge ki bu sebeple de buraya “city wihout night” yani gecesi olmayan şehir deniyormuş. Causeway’de Lee Gardens, Times Square, Fashion Walk, SOGO gibi yerlere gidebilirsiniz.

Central: Pacific Place, Landmark Alexandra, Landmark Chater, Jardine House, Exchange Square, Landmark Prince ve IFC gibi alışveriş merkezlerin bulunduğu bu merkez bölgesi lüks ürün seçenekleri ve son moda ürünleri ile dikkat çekmektedir.

Stanley: Özellikle alışverişi ve yeme içmeyi sevenlerin tercih ettiği sakin bir bölge. Giyim, aksesuar ve el işi ürün satışı ağırlıklı daha yerel bir muhit.

Hong Kong’dan ne alınır?

Hong Kong’dan dilerseniz kendinize, dilerseniz sevdiklerinize hediye olarak halı, kilim, çin porseleni, elektronik ürünler, takı, chopstick, çay, özellikle ipek bayan kıyafetleri, kozmetik ürünler gibi birçok kategoride ürün alabilirsiniz. İşte biz en çok bu bardakları sevdik 🙂

Gelelim bizim Hong Kong bütçe detaylarımıza..

Biz Hong Kong için ayırdığımız bütçemizi kıyafet veya elektronik ürün almak yerine ulaşım, yemek ve küçük hatıra eşyalar almaya ayırdık. Sebep? Hong Kong bizim “Mega Uzak Doğu” turumuzun ilk durağıydı. Bu yüzden bu 10 günde 5 ülke kapsayan bu turda valizimizin son ana kadar olabildiğince hafif olmasını tercih ettik. Ayrıca en son noktamız olan Bali‘nin buralardan çok daha ucuz olduğu duyduk ve bu sebeple de cüzdanımıza uzanmaya kalkışan ellerimizi epey kontrol atında tuttuk.

Merak edenlere sadece bir öngörü olması açısından bizim iki kişi iki gece Hong Kong’da harcadığımız 1160 HKD yani yaklaşık 140 Euro’nun kırılımını verelim: (Otel, uçak, kahvaltı ve havaalanı transfer fiyatı hariç.)

  • 6’lı chopstick (hediye): 20 HKD
  • 2 tane güneş enerjisi ile çalışan kedi (hatıra): 40HKD
  • 4 tane magnet (takıntı): 70 HKD
  • Çin yeni yıl süslemesi (hatıra): 16 HKD
  • 2 tane porselen çin çay bardağı (çeyizlik:) ): 256 HKD
  • İki adet McDonalds menü: 62,5 HKD (Malesef kendimizi daha fazla çin yemeyi yemeye zorlayamadık.)
  • Bir porsiyon balık topları: 12 HKD
  • Taze sıkılmış meyve suyu: 17,5 HKD
  • İki americano kahve: 68 HKD
  • Çin çayı ve tatlı dumpling: 128 HKD
  • Coconut milk: 18HKD
  • 2 porsiyon noodle soup ve 2 bira: 89 HKD
  • Bir paket winston: 57 HKD
  • 7/Eleven’ dan dilim peynir+ ekmek: 32 HKD (daha fazla dayanamadık:) )
  • Ulaşım (iki kişi): 270 HKD (metro, taksi, ferry, otobüs ve 70 HKD Lantau adası day pass dahil)

Bu kırılımdan da anlayacağınız toplam harcamamız içinde yemek, içmek ve alışveriş yapmaktan daha fazlası ulaşım için gitti. Baştan bu kadar fazla ulaşım aracı kullanacağımızı düşünmemiş ve dolayısıyla da sınırsız bilet almamıştık. Üzerine ikinci günümüzde 15.000 adım yol yürüdükten sonra daha fazla dayanamayıp taksiye binmeye karar verdik. Bu da harcamamızı epey şişirdi. Ancak denenebilecek her türlü şeyi denediğimizi ve alınabilecek önemli hediyelik eşyaları aldığımızı düşünüyoruz. Dönüp baktığımızda ah keşke şunu da alsaymışız dediğimiz pek birşey yok aslında.

Hong Kong’ da sokak pazarlarından alışveriş yapanlara tüyolar:

Aslında sadece Hong Kong’da değil tüm Asya’da sokak pazarlarında alışveriş yaparken pazarlık yapmanız gerektiğini unutmayın. Bu pazarlık süreci sonunda oldukça kanlı bitebilir, hazırlıklı olmalısınız. Önce satıcıya fiyat soruyor sonra fiyatı yüksek bulup teşekkür ederek ayrılmaya niyetleniyorsunuz. Ancak bu sırada satıcı size kaç para vereceğinizi soruyor ve bu noktadan sonra adeta bir koyun pazarlığına giriyorsunuz. Ortada hesap makineleri bir satıcı rakam veriyor, bir siz. Ürünler üzerinde genelde fiyat etiketi göremeyeceğiniz için almak istediğiniz eşyanın ederini de bilmiyorsunuz. Dolayısıyla bir rakam vermek o kadar da kolay olmuyor. “Ben şöyle pazarı iki tur gezeyim fiyat araştırması yapayım.” diyemiyorsunuz buralarda. Biz iyi pazarlık ettiğimizi düşündük ancak yine de ürünlerin ederini bilemediğimizden çok da emin olamıyoruz. Eğer pazarlık konusunda çok da iyi değilseniz kazıklanmamak adına en iyisi herhangi bir AVM’de şansınızı deneyin 🙂

Şimdiden keyifli ve ekonomik seyahatler efenim 🙂

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.