AMOS ANTİK KENTİ
Marmaris koylarının hepsi birbirinden güzel bilgisiyle, Marmaris gezimizin 5. gününde keşfetmeyi dört gözle beklediğimiz diğer koyları rotamızı çeviriyoruz: İçmeler, Turunç Köyü, Amos Antik Kent ve Kumlubükü.
20 km ve yaklaşık 1 saat sürecek 5. gün Marmaris yol haritamız için tıklayınss.
İçmeler: İçmeler sahilinde ‘Gezi Yolu’ boyunca kısa bir yürüyüş ardından ‘Türk kahvaltısı’ yapmak üzere Deniz Kapısı Restoranı tercih ettik. Zaten burada gördüğümüz kadarıyla klasik bir Türk kahvaltısı için çok fazla bir alternatifimiz de yoktu. İçmeler, Marmaris şehir merkezinde Uzunyalı Sahili ve özellikle Armutalan Bölgesi adeta İngiliz sömürgesi altında.
Tüm cafe ve restoranlar, oteller, barlar disinda yazılmış İngilizce menüleri görüyorsunuz. Kara tahta, neon, kuşe kağıt hiç farketmez. Mekanlara ‘yes pliz’ diye davet edilip, ‘one buy get one free’ diye cezbedilmeye çalışılıyorsunuz. Herhalde Dünya’nın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bir kültür karmaşası ve gereksiz bir misafirperverlik havası hakim buralarda. Yani Türk olmasak bu bölgelerin gerçekten Türkler’e mi ait olduğunu ya da sömürge mi olduğunu düşünebilirdik. Neyse en klişe İngilizce müzikler ve gereksiz cömert showlar ile eğlenmeye çalışan orta halli İngiliz turistleri bırakıp gelelim biz kültür turumuza. Gerçekten de tıka basa doyduğunuz leziz Türk kahvaltımızın ardından Türk kahvelerimizi de yudumladıktan sonra istikamet: Turunç Köyü, Amos Antik Kent ve Kumlubükü.
Eğer Marmaris sahili, İçmeler ve Turunç arasında koy açısından bir sıralama yapmamız gerekirse, sıralama aynen bu şekilde olurdu: Marmaris sahil, bir küçüğü İçmeler ve onun da küçüğü Turunç. Hepsi de benzer görsel şölene sahip. Masmavi deniz ve koyun iki yanı boyunca yemyeşil doğa.
Turunç‘a, İçmeler’den sonra Marmaris yönünün ters istikametinde devam ediyorsunuz. Marmaris’e yaklaşık 20 km, İçmelere ise 12 km kadar uzaklıkta yer alıyor. Yol boyunca Marmaris koylarını keşfederken doyamadığımız yol güzergahı Turunç’a giderken de hakim. Çam ağaçlarının gölgesinde, turkuaz denize selam vererek virajlı dağ yolunu takip ettiğinizde “S” yaparak asfalt yol sizi Turunç sahiline doğru yamaçlardan aşağıya indiriyor. Yapmanız gereken sadece arkanıza yaslanmak ve tabelaları takip etmek…
Turunç, oldukça küçük bir merkeze sahip. Eğimin bitip, yol boyunca olan dükkanları arkanızda bırakıp denize uzanan küçük köprüleri gördüğünüz yerde merkezde olduğunuzu anlayabilirsiniz.
Denize en yakın olan hatta elinizi uzatsanız tutunabileceğiniz küçül demir köprünün yanındaki çay bahçesi mola vermek için ideal bir konuma sahip. Çay kahve molası verip, ardından hemen önündeki sahilde denize girebilirsiniz. Şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz gibi, kendi havlunuzu serebileceğiniz halk plajı da var. Sahil boyunca denize girilebilmesi, Turunç’da konaklamanın avantajlarından. Bu arada Turunç’ta konaklama için birçok otel, pansiyon var. Buraya geldiğinizde başınızı sokacak bir yer bulmanız çok kolay shshs..
Turunç’u arkamızda bırakıp tekrar dağa doğru tırmanıp bu sefer kahverengi Amos levhalarını takip ediyoruz.. Amos Koyu’ndan denize Profesörler Sitesi‘nin sahilinde yer alan Amos Restoran’dan giriliyor. Biz hazır tepelere doğru tırmanmışken in çık yapmayalım dedik ve önce Amos Restoran levhasını geçip, yaklaşık 2 km ilerisindeki Amos Antik kentini ziyarete gidiyoruz.
Amos Antik Kenti eğer orjinaline sadık kalınsaydı, büyük bir kalıntı olabilirdi. Fakat Türkiye’de antik kentlere verilmeyen önemi bir kez daha burada görüyoruz. Çünkü Amos Koyu’nun tepesine kurulan şehirden sadece geriye Antik Tiyatro ve Seyir Tepesi kalmış. Ki zaten seyir tepesi için ayrıca bir girişimde bulunmaya gerek yok.. Alanda dağınık olarak birçok kalıntı göreceksiniz. Bu bakımsızlık ve dik merdivenler sizi yıldırmasın. “Çok antik şehir gördüm eğer görülecek bir yanı yoksa görmesemde olur” diye düşünüyorsanız da yanılırsınız. Çünkü Marmaris‘te bulabileceğiniz en güzel manzaralardan bir tanesi ile karşılaşacaksınız. Merdivenlerden okları taki edip seyir tepesine çıktığınızda bir yanınızda Kumlubükü, diğer yanınızda ise Amos Koyu olacak.
Ve muhteşem bir manzara! Sadece seyir tepesi ile yetinmeyin. Amos Antik Tiyatro’nun sahne kalıntısının olduğu yerden de harika bir manzara sizi bekliyor olacak. Ama ne manzara! Biz burada oldukça vakit geçirip, doğanın bize sunduğu nimetler karşısında uzun süre bu güzelliği yudumladık. Nefes kesici bir panoramik manzara…
Kumlubükü‘nde Kumlubükü Yat Kulubü’nün yer aldığı koy, Amos Koyu’na göre biraz daha lüks diyebiliriz. Sürat tekeneleri, özel tekneler, jet skinin fink attığı koy, uzun bir sahile sahip.. Biz Amos Koyu’nu tercih ediyoruz..
Dar tahta merdivenlerden aşağı iniyoruz ve geri dönerek zengin bir site imajı çizen, bölgenin en eski tatil sitelerinden olan Profesörler Sitesi’nin yokuşlarından aşağı süzülüyoruz. Tatil sitesi olduğu için giriş izni yok gibi düşünülebilir. Ama sitenin denizle buluştuğu Amos Restoran herkese açık. Restoranda, temiz soyunma kabilin ve duşlar mevcut. Yani sadece restoran demek belki yanlış olur. Daha çok tesis havasında. Balık ürünlerinin yanı sıra hamburger gibi yemekleri de bulabileceğiniz bu restoranda fiyatlar da normal… Amos Restoranın önü ise plaj. Taşlık olan bu plaj, küçük bir iskele ile ayrılmış ve her iki tarafı da kullanıma açık. Plajın tek dezavantajı güneşlenme sevdalıları için olabilir. Çünkü dik yamaçlar güneşi çok erken saatlerde kesiyor ve plajın 17:00’de neredeyse tamamı gölge oluyor… Şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz ya da bizim yaptığımız gibi restoranda bir şeyler yiyip içip, masanızı koruyarak denize girebilirsiniz.. Ayrıca restoranın girerken sağ taraftaki kısmında da oturabiliyorsunuz. Kitap okuma ve deniz kombinasyonu için ideal..
Amos Antik Kenti’nin tam altındaki bu plajda, deniz yine bize birbir rengini sunuyor. Ve Marmaris’in her koyunda bizi şaşırtan yeni balık türlerine burada yenilerini ekliyoruz..Tam anlamıyla Amos Koyu’ndan denize girmek bir keyif…
Güneş batmadan yola devam edip İçmeler’deki konaklama mekanımıza geri dönüyoruz. Yol boyunca gördüğümüz manzarayı içimize sindirerek…
Marmaris’e dair dahası:
- Marmaris’te birinci gün: Marmaris Yol Macerası Vol.1: Selimiye-Bozburun yolculuğu yazımızın detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
- Marmaris’te ikinci gün: Akyaka& Akbük Koyu gezimiz ve dağların arasından cennete doğru yaptığımız yolculuğun detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
- Marmaris’te üçüncü gün: Palamutbükü ve Datça şehir merkezi araba yolculuğumuz sırasında gezdiğimiz ve gördüğümüz herşeyi buradan okuyabilirsiniz.
- Marmaris’te dördüncü gün: Dalyan’a yaptığımız tekne turu sırasında gördüğümüz İztuzu plajı, Dalyan çamur banyosu ve kıral mezarları ile ilgili detayları buradan okuyabilirsiniz.