Eceabat: Gelibolu Yarımadası’nın Öbür Yüzü


Neredeyse her Türk vatandaşının daha ilk okul çağlarında başlayan okul gezileri ile en az bir defa gidip gezdiği yerdir destansı Çanakkale Şehitlikleri. Bu şehitlikler Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde, 1973 yılından bu yana milli park statüsünde bulunan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkında yer almaktadır. Gelibolu yarımadasının ucunda, Saros körfezinin bitiminde, Çanakkale Boğazı’nın Ege denizi  ile birleştiği noktada yer alan bu beldemizde eski yerleşim adlarıyla hala bilinirlik taşıyan 12 köy vardır. Bunlar; Alçıtepe (Kitre), Behramlı (Büyük Behramlı), Beşyol (Tursun / Dursun), Bigalı (Çamyayla / Boğalı), Büyükanafarta, Kilitbahir (Kilit-ül-bahir), Kocadere, Küçükanafarta, Kumköy, Seddülbahir, Yalova, Yolağzı (Siğilli, Siğli, Saidli).

Bugünkü Eceabat’ın antik dönemlerdeki ismi ise Maydos/Matidos/Madytos‘tur. Tam kuruluş tarihi bilinmese de, Heredot ve Helennikas tarihinde adı geçtiğine göre M.Ö. 5 yy’ dan önceki tarihlerde kurulmuş olması muhtemeldir. İlçenin adı yörenin fethinde büyük yararlılık gösteren ve yarımadanın bu kısmına gazileriyle çıkan Ece Yakup Bey’den gelmektedir. Onun ismine, “imar eden” manasındaki “abat” kelimesi eklenerek Eceabat’a dönüşmüştür.

Akbaş ve Eskihisarlık arasında yerleşim merkezi olan Eceabat önemli bir liman şehridir. Hristiyanlık döneminde Piskoposluk merkezidir. Bir süre sonra Katolonyalıların egemenliğine girmiştir. Bunun üzerine Bizanslılarla savaşa giren Katolonyalılar zor durumda kalınca Türkmen Beyleri olan Melih İshak ve Halil Ece Bey’den yardım istemişlerdir.

Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı yer her ne kadar yarımadaya adını veren Gelibolu ile anılsa da, aslında en hararetli savaşların yaşandığı topraklar yarımadanın Eceabat ilçesi sınırlarındadır. Dolayısıyla bölgede görülebilecek çok sayıda tarihi yer, anıt, müze, kale ve sair mevcuttur. Ancak biz bu turumuzda bölgenin biraz daha yazlık ve eğlenceli bir yanını, Eceabat’ ın içinden ya da kıyısından geçip de görmediğimiz, deneyimlemediğimiz bir tarafını keşfe çıkıyoruz.

Eceabat Üzüm Bağları ve Suvla Şaraphane Gezisi

Suvla Şaraphanesi daha önceki Şarköy Şarap Tadım Turu‘nu anlattığımız yazımızda da belirttiğimiz gibi Trakya Bağ Rotasında yer alan 12 şarap üreticisinden bir tanesi. Kırklareli’ nden başlayıp Eceabat’ ta biten bu bağ rotasının de en sonunda yer alıyor. Lokasyon olarak o kadar mükemmel bir yerde kurulmuş ki önünden geçip içeriye uğramamak ayıp olur. Çanakkale şehitliği turunuz sırasında, Gelibolu üzerinden araç ile Gökçeada’ya hatta bizim daha önce yayınladığımız Çanakkale Şehitliği turunda görülecek yerler yazımızda önerdiğimiz rota ile Asos’a geçmeden, yolunuz üzerinde yer alan bu şık ve sevimli şaraphaneye kesinlikle uğramalısınız. Ya da bizim yaptığımız ve bu yazımızda da detaylı anlatacağımız gibi Gelibolu yarımadasındaki koyları keşfetmek üzere yola çıkıp, Suvla’da da kısa bir mola verebilirsiniz.

suvla-eceabat-1

Öncelikle 0286 8141000 no’lu telefon numarasını arayarak Suvla Şarap tesisini gezmek, şaraphane ve mahzen turu yapmak için randevu almalısınız. Turlar minimum 6 kişi ile yapılabiliyor ve ücreti 15 TL. Ancak satışın da yapıldığı teşhir alanının bar kısmında oturup bireysel olarak şarap tadımı yapmak için rezervasyon yapmanıza tabii ki gerek yok. Yasalar gereği artık ücretsiz tadım yapılması yasak olduğu için, kadehi 3 TL’den başlayan çok cüzi bir ücret karşılığı birbirinden leziz şarapları deneyebilirsiniz.

Mekanda ayrıca sabun, zeytinyağı, salça, doğranmış domates, kapari, zeytin ve diğer bir sürü doğal ürün de satılıyor. Defterden mantar anahtarlıklara, fıçılardan kasalara, seramik kaplardan, şarap setlerine kadar bir çok şık aksesuarda tezgahlardaki yerini almış. En az üç- dört saat zaman geçirebileceğiniz ve kesinlikle keyif alacağınız bu mekanın şirin bir bahçesi ve restoran bölümü de mevcut. Dilerseniz iç mekanda, dilerseniz bahçede oturup şarap yanında bir şeyler yiyebilir ya da penir tabağı dahil olan tadım menüsünü seçebilirsiniz. Suvla’nın şarap bağları halka açık olduğu için rahatça ve dilediğiniz gibi gezebiliyorsunuz. Ancak bağlar ile şaraphanenin birbirinden biraz uzak mesafede olduğu için kesinlikle araçla gezmenizi öneririz.

Açıkcası Suvla, daha önce Şarköy ve Mürefte’de gezdiğimiz diğer şarapevlerine oranla biraz daha pahalı. Şarköy gezimiz için buraya tıklayabilirsiniz. Aksesuarları geçtik de şarap fiyatları da neredeyse İstanbul piyasası ile aynı düzeyle ücretlendirilmiş. Suvla, Eceabat’taki şaraphanesinde de büyük süpermarketlerde halihazırda satışa sunduğu şarapları ile aynı fiyatları koymuş. Dolayısıyla bölgenin üzüm bağı bolluğu ve şarapevi çeşitliliği göz önüne alındığında, burası biraz daha lüks kaçıyor, yerinden şarap satın almak da çok cazip gelmiyor. Ama yine de, dediğimiz gibi, görmeden gezmeden geçmek olmaz..

Tarihi Yarımada- Eceabat’ın Gizli Koyları

Biz Suvla ziyaretimizden sonra tarihi yarımadadaki koyları keşfetmek üzere yola koyulduk. Sürekli duyduğumuz ve devamlı tavsiye edilen o çok “gizli” koyları nasıl bulacağımız konusunda çekincelerimiz vardı açıkcası. Kesinlikle yandex ya da google map’ den sonuç alamadığımız için birkaç kez yolda karşılaştığımız yerel halka ve güvenlik görevlilerine danışmak durumunda kaldık. Tarifler neticesinde ise kelimenin tam anlamıyla “büyüleyici” koylara ulaştık ve şimdiye kadar nasıl oldu da gelmedik diye inanılmaz bir pişmanlık ve kızgınlık hissettik.

kum-plajı-eceabat-2

Bu koylara ulaşmak için, abidelere giden yolu takip edip, Orman Kampı tabelasını takip ediyorsunuz. Kabatepe Limanına geldikten sonra karşınıza çıkan kavşaktan sağa devam ederseniz, soldaki üçüncü patikanın sonunda Batık Gemi Koyu‘na  varacaksınız. Kavşaktan sola doğru kıvrıldığınızda ise Cennet Koyu, Teke Koyu ve daha adını bilmediğimiz birçok koy sizleri karşılıyor olacak.

Oldukça temiz olan bu bakir koylar, etrafını çevreleyen çam ormanlarının dik yamaçlarının eteklerine adeta saklanmış. Bembeyaz ipek gibi kumlarla kaplı plajları alabildiğine uzun ve sakin. Bu masmavi denizde yüzerken bir tarafınızda yükselen 57. Alay Şehitliği’ni de seçebiliyorsunuz. Bu koylarda uzanıp manzaraya kendini kaptırınca insan, zevk almak ve vicdan hesabına girmek arasında kalıyor. Bir zamanlar destansı bir tarihi olaya tanıklık etmiş bu topraklar ve bu topraklarda vatan için canını vermiş olanlar geliyor aklımıza. Bastığın yerleri toprak deyip geçme tanı, düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı dizeleri geliyor aklımıza. İçinde bulunduğumuz bu cennet parçasına bir kez daha minnetle bakıyoruz. Açıkcası, mutlu olmak ve yaşadığımız anın keyfine varmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yine de, bugün burada bu güzelliğe bakabilmek ve onun sahibi olduğumuzu bilmek insana garip bir tatmin veriyor. İçten içten “cennet vatanım” diyerek kendimizi bu serin suların kollarına bırakıyoruz.

batik-gemi-koyu-eceabat-1

Eceabat’a ulaşım: Eceabat’a nasıl gidilir?

Eceabat’ta İstanbul’dan karayolu ile Tekirdağ ve Keşan üzerinden ulaşım sağlanmaktadır. Çanakkale il merkezine ulaşım, Eceabat ve Kilitbahir iskelelerinden feribot ile düzenli aralıklarla feribot seferleriyle sağlanmaktadır.

Eceabat’ta konaklama

Eceabat bölgesi Çanakkale Şehitliği’nin burada yer alması sebebiyle hep tarih ve kültür kokmuştur. Hiçbir yerde deniz turizmi olarak ön plana çıkartılmış bir yer olarak rastlamadık. Dolayısıyla bu yönünü de görmek oldukça şaşırtıcı ve keyifliydi. Zaman ayırıp tarihi yarımadanın bu yönünü keşfetmek isteyenlere, Eceabat’ta bir gece konaklama yapmalarını öneririz. Yarımadanın hiçbir koyunda çadır kuramıyor ve gece konaklama yapamıyorsunuz. Ancak bölgede, özellikle Eceabat iskelesinin civarında yeterli sayıda pansiyon, otel ve koylar civarında da kamping alanları bulunuyor.

Eceabat’ta ne yenir?

Bölgede, bağcılık, zeytincilik, meyve yetiştiriciliği ve sebzecilik diğer tarım faaliyetleri arasında yer alırken, susam ve pamuk ekimi ise daha özellikli bir nitelik taşır. Balıkçılık ise yörenin diğer önemli geçim kaynağıdır.

Eceabat’ı çevreleyen zengin sularda en çok tutulan balık, Çanakkale balıkçılığıyla özdeş olan sardalyedir. Lüfer, palamut, levrek, kefal, istavrit gibi balıklar da balık halinde çokça yer bulur. Yani deniz mahsülleri sevenler için ideal bir yerdir burası.

Eceabat’ta gezilecek yerler

Çanakkale Şehitlik turu yazımızda da belirttiğimiz gibi, burada görülecek önemli yapılar; Kabatepe Tanıtım Merkezi, Çanakkale Şehitler Abidesi, Seyit Onbaşı Anıtı, Mehmetçik’e Saygı Anıtı,Tarihe Saygı Anıtı, 57. Alay Şehitliği ve Anıtı, Savaş alanları (Conkbayırı, Anafartalar, Alçıtepe Savaş Alanları ile buralarda bulunan şehitlik, kitabe ve anıtlar ile Bigalı Köyü Atatürk Evi), Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Kilitbahir Kalesi’dir.

Eceabat yakınında gidilebileceğiniz diğer yerler: Alternatif Turlar

Eceabat’tan feribot ile Çanakkale’ye geçebilirsiniz. Ayrıca Eceabat ve Kilibahir’den feribot ile Gökçeada’ya geçebilirsiniz.

Youtube kanalımızda yayınladığımız videomuzu beğenmeyi unutmayın 🙂

Milli Park Nedir ve Türkiyede’ki Milli Parklar:

“Milli Park” nedir diye merak edenler için kısaca resmi web sitesinden aldığımız tanımı paylaşalım. Milli park; Bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletler arası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını ifade eder. Ülkemizde ise yaklaşık 40 adet milli park statüsünde bulunan alan var. Bunlar, Ağrı Dağı Milli Parkı, Aladağlar Milli Parkı, Altınbeşik Mağarası Milli Parkı, Altındere Vadisi Milli Parkı, Başkomutan Tarihi Milli Parkı, Beydağları Sahil Milli Parkı,  Beyşehir Gölü Milli Parkı,  Boğazköy – Alacahöyük Milli Parkı, Dilek Yarımadası – Büyük Mendere Deltası Milli Parkı, Gala Gölü Milli ParkıGelibolu Yarımadası Tarihi Milli ParkıGöreme Tarihi Milli Parkı, Hattila Vadisi Milli Parkı, Honaz Dağı Milli Parkı, İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı,  Ilgaz Dağı Milli Parkı, Kaçkar Dağları Milli Parkı,  Karagöl-Sahara Milli Parkı, Karatepe Aslantaş Milli Parkı,  Kazdağı Milli Parkı, Kızıldağ Milli Parkı, Kovada Gölü Milli Parkı, Köprülü Kanyon Milli Parkı, Kuş Cenneti Milli Parkı,  Küre Dağları Milli Parkı,  Marmaris Milli Parkı, Munzur Vadisi Milli Parkı, Nemrut Dağı Milli Parkı, Nenehatun Tarihi Milli Parkı,  Saklıkent Milli Parkı,  Sarıkamış Allahuekber Dağları Milli Parkı, Soğuksu Milli Parkı, Spil Dağı Milli Parkı, Sultan Sazlığı Milli Parkı, Tektek Dağları Milli Parkı, Güllük Dağı (Termessos) Milli Parkı,  Troya Tarihi Milli Parkı,  Uludağ Milli Parkı, Yedigöller Milli Parkı, Yozgat Çamlık Milli Parkı, Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı. Siz bunlardan kaç tanesinin adını duydunuz ya da gidip gezdiniz bilmemiyoruz ancak biz maalesef bu listenin büyük çoğunluğunu henüz gezemedik. Ama merak etmeyin hepsi ajandamızda 🙂

Kaynaklar:

  • http://www.milliparklar.gov.tr/
  • http://www.eceabat.bel.tr/
  • http://www.visitcanakkale.com/TR/
  • http://www.gdu.com.tr/

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.