MADRID Ekonomik Gezi Rehberi
İspanya’nın hiç uyumayan başkenti..
İspanya’nın başkenti, Avrupa’nın üçüncü büyük şehri olan Madrid aynı zamanda Avrupa’daki en yeşil şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu çok uluslu şehir yıl boyunca hem yerli hem de Dünya’ nın dört bir yanından gelen yabancı turistin akınına uğrar.
Genellikle Barselonacılar ve Madridçiler olarak ikiye ayrılır İspanya gezginleri. Kimi Barcelona‘ya bayılır, kimi Madrid’i hiçbir yere değişmez. Açıkcası biz her iki şehri de çok beğendik ancaj birini diğerinden ayıramıyoruz. Plajları, Las Ramblas’da parmak arası terlikleriyle dolaşanlar, şehirde sürekli bir parti havası olması gibi nedenlerden dolayı Barcelona kendinizi daha çok tatilde hissettiğimiz bir yer oldu. Bunun yanı sıra, Madrid ise şehrin hafif ciddi, hafif sempatik yüzü, ulaşım imkanı, yapılabilecek aktiviteler gibi birçok nedenden ötürü kendimizi daha çok evimizde gibi hissettiğimiz bir şehirdi. İstanbul’da yaşayan gezginler olarak, Londra, Paris gibi kendinizi Madrid’e de bir anda yakın hissedip, sanki yıllardır bu şehirde yaşıyormuşcasına hiç yabancılık çekmedik.
MADRİD’ E ULAŞIM: MADRID’ E NASIL GİDİLİR?
Uçak ile: Barajas International Airport Dünya’daki en büyük havaalanlarından biridir ve beş terminali bulunmaktadır. Madrid’e ulaşım için bu havaalanını kullananlar ucuz hava yolu şirketlerin indirimli uçuşlarından yararlanma imkanı da yakalayabilirler. Tabii uçak biletinizi sezonun yoğun olduğu, bayram, yılbaşı, Temmuz- Ağustos gibi yaz tatili dönemleri dışında erken rezervasyon yaptırmanız gerekecektir.
Havaalanından şehir merkezine ulaşmak için 8. metro hattına binerek, şehrin göbeğindeki Nuevos Ministerios metro durağına gelmelisiniz. Bunun dışında havaalanı çıkışında otobüsler, taksiler ve araç kiralama şirketleri de bulunmaktadır.
Tren ile: Madrid’de Atocha ve Chamartin adı verilen iki büyük tren garı mevcuttur. Atocha, şehrin güney tarafında yer alır ve ülkenin doğusu ile güneyini birbirine bağlayan tren ağları ile Cordoba, Malaga, Seville, Valencia ve Barcelona gibi şehirlerden ulaşım için daha uygundur. Chamartin tren istasyonu ise şehrin kuzeyinde yer alır ve İspanya’nın kuzeyi ile Fransa’dan hareket eden trenler buraya gelmektedir.
İspanya’da tren ile seyahat edeceklerin resmi tren websitesi olan “RENFE“yi kullanarak, hızlı AVE trenler, şehirler arası yerel trenler ve banliyö trenleri için hareket saati, güzergah, fiyat ve sair bilgileri kontrol etmelerini öneririz. Hatta ve hatta eğer İspanya içinde birçok şehri ziyaret edecek ve bu gezinizi de tren ile yapacaksanız Renfe Spain Pass kendi kendinize oluşturduğunuz rotanızı daha ucuza getirebilirsiniz.
MADRİD ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Madrid’in metro ağı oldukça geniş ve pratiktir. Aslında şehir içinde birçok turistik nokta birbirine yakın olduğu için rahatlıkla yürüyebilirsiniz ancak kaldığınız otelin yerine ve seyahat sürenize bağlı olarak toplu taşıma kullanmanız gerekirse, hem metrolarda hem de otobüslerde geçerli olan 10- trip- Metrobüs bileti dedikleri çoklu biletlerden alabilir ya da travel pass tercih edebilirsiniz.
MADRİD’ DE KONAKLAMA: MADRİD’ DE NEREDE KALINIR?
Madrid oldukça turistik bir şehir olduğu için konaklama açısından hiç sıkıntı çekmeyeceksiniz. Şehirde lüks otellerden ucuz hostellere, oda& kahvaltı seçeneğine kadar birçok konaklama imkanı mevcuttur. En uygun alternatifleri booking.com‘dan kontrol edebilirsiniz.
Biz farklı zamanlarda yaptığımız iki seyahatten birinde şehir merkezinde bir hostelde, birinde ise oldukça enteresan bir tasarımı olan Hotel Puerta America‘da kalmıştık.
MADRİD’ DE KESİNLİKLE YAPILMASI GEREKENLER?
Keşif: Madrid’i şehrin en ünlü merkezi caddesi olan Gran Via üzerinde yürüyerek keşfedebilirsiniz. Bu cadde İstiklal caddesi kıvamında, birçok mağaza, cafe, restoran, bar, galeri, butik dükkanların yer aldığı işlek bir yerdir. Hem yerli hem de yabancı birçok insanın doldurduğu bu cadde boyunca Madrid için ilk izlenimlerinizi edineceksiniz. Ayrıca, burada düzenlenen bedava yürüyüş turlarına katılarak yerellerle yapacağınız 2- 3 saatlik turun ardından önemli yerler hakkında tarihi bilgiler edinebilir ve şehir oryantasyonu sağlayabilirsiniz. Tur sonunda gönlünüzden ne geçerse vermeyi unutmayın ancak çok da cimri olmayın zira bu turda çalışanlar genellikle harçlıklarını buradan çıkartan öğrencilerdir.
El Oso y el Madroño: Yani “ayı ve çilek ağacı” ya da “ayı ve kocayemiş ağacı”. Bu yaklaşık 20 ton ağırlığındaki, 4-5 metre yükseklikteki kırmızı meyveli bir ağacın meyvesini yiyen dizleri bükük bir ayının bronz heykeli Madrid’in simgelerinden biridir. Bu heykel amblem olarak taksi duraklarında, şehir haritalarında, şehirle ilgili bazı kurumsal binaların yayınlarında, ve bazı web sitelerinde karşınıza çıkacaktır. Efsaneye ya da pazarlama stratejisine göre bu ağacın meyvelerine dokunan kişilerin şehre tekrar geleceğine inanılır- söylenir. Açıkcası biz ilk gidişimizde meyveye falan dokunmadık ama Madrid’e toplamda 3 defa gittik 🙂
Madroño hem İspanyolca da hem de botanik biliminde Madrid’e fonetik olarak benzerliğinden dolayı kolayca kabul edilmiş. Bu heykelin sembolleşme tarihi ile ilgili birçok bilgi mevcut. Kimi kaynaklara göre bu heykel aslında Madrid’in gücünü simgeleyen, bina yapımı için gerekli olan odunun hakimiyeti ve sahipliğini gösteren bir metafor. Efsaneye göre ise Madrid’ in orjinal adı “Ursaria”, latince ayıların vatanı (land of bears) anlamında. Tarihi bilgilere göre, zamanında şehirde çok geniş olan dağlık ve ormanlık alanlarda yaşayan ayılar ve bu kırmızı yemişli Madroño ağaçları varmış. 13. yüzyılda İspanya’da dağlık ve pastoral alanların idaresi hakkında bir görüş ayrılığı ortaya çıkmış ve çoğunlukla dağlık bir bölge olan Madrid’in idaresinin bölgesel olarak dağıtılması gündeme gelmiş. 1220’li yıllarda alınan bir kararla, kilise pastoral alanların idaresini alırken, şehir konseyi de dağlık, iş hayatının hüküm sürdüğü alanları kontrol edecekti. Bu anlaşmayı sembolik olarak mühürlemek için de dağa tırmanan ayıyı bir heykelle ölümsüzleştirmiştir.
Özetle tüm turistlerin yaptığı gibi siz de bu heykelin önünde bir hatıra fotoğrafı çektirmeyi atlamamalısınız 🙂
Müzeler: Madrid’de bir çok müze ve sanat galerisi vardır. Paseo del Prado’da yer alan ve en büyük üç tanesi; the Museo del Prado (dünyadaki en büyük sanat galerisi), Thyssen-Bornemisza (Kral’ ın klasik sanar koleksiyonu), Reina Sofia (Madrid’in modern sanatlar müzesi).
Kuş bakışı Madrid: Teleférico de la Casa de Campo’ya çıkarak şehrin kuş bakışı manzarasının keyfini çıkartın.
Boğa güresi: Eğer Madrid’i 15 Mayıs’ta ziyaret ediyorsanız “San Isidro fiesta” festivaline katılarak Las Ventas‘daki boğa güreşlerini izleyin.
Real Madrid Maçı: Futbolu sevseniz de sevmeseniz de Madrid’in büyük takımı Real Madrid’in antremanı ya da denk gelirseniz maçını izlemelisiniz. İspanyolların takımlarına ve futbola olan bu büyük tutkusu sizi gerçekten etkileyecektir.
Ateneo de Madrid Kütüphanesi: Eğer Madrid’in kalabalığından bir süre uzaklaşmak ve turistler tarafından çok bilinmeyen ya da tercih edilmeyen bir yerleri keşfetmek istiyorsanız, bu ikinci büyük kütüphaneyi ziyaret edebilir ve sessizliğin tadını çıkartabilirsiniz.
Bahçeler: Özellikle havanın güzel olduğu bir günde, Madrid’de yer alan bahçelerden birine giderek dinlenmenizi öneririz. Plaza de la Independencia’da El Retiro, sessiz ve huzurlu ortamı ile tercih edebileceklerinizden sadece bir tanesi.
MADRİD’ DE NE YENİR? NE İÇİLİR?
Tapas: İspanya’da bir içecek istediğinizde yanında bedava bir tapas gelir. Sizce de mükemmel değil mi? Şehirde tapas alabileceğiniz birçok yer mevcut. Plaza de La Latina bölgesine bir öğle yemeği için uğrayabilir, açık alanlarda havanın tadını çıkartabilir ya da yerellerin yaptığı gibi akşam yemeğinizi burada yiyebilirsiniz.
Yerel lezzetlerden denemenizi tavsiye edeceğimiz cocido ve kalamarlı sandviç.
Eğer tatlı olarak önerimizi sorarsanız tabii ki ‘chocolate con churros‘. Çikolata soslu uzun hamur çubukları olarak özetleyebileceğimiz yağlı ve şekerli bir tür geleneksel tatlı. Pasadizo de San Ginés’de yer alan Chocolatería de San Ginés, churro deneyebileceğiniz geleneksel bir restorandır.
Mercado de San Miguel: Gastronomik bir deneyim için Plaza de San Miguel’de yer alan bu markete uğramalısınız.
Eğer biraz daha multi kültürel bir deneyim tercih ediyorsanız, hem fiyatları oldukça hesaplı olan hem de akşamları eğlenceli bir ambiansa bürünen Plaza de Lavapiés‘e gitmelisiniz.
Madrid’de bir gece kalacaklar için biraz turistik olsa da “La taberna de Mr Pinkleton“ı öneririz. Burası flamenko dansları eşliğinde tapas veya menüden tercih edebileceğiniz leziz yemekleri ile eğlenceli bir bardır.
Ucuzun peşinde olmayıp, yeteri kadar bütçe ayırmış olan gezginlere önerimiz oldukça lüks bir restoran olan “Restaurant TATEL“i öneririz. Daha kapısına geldiğiniz de restoranın dışında park eden lüks araçları gördüğünüzde burasının oldukça pahalı bir yer olduğunu anlayacaksınız. Ancak yemekleri ve servis/ sunum/ ortam üçgeni tam anlamıyla mükemmel.
MADRİD’ DE ALIŞVERİŞ
Madrid’de birçok mağazada kredi kartı kullanabilirsiniz.
Casa Vega 1860 yılında kurulan geleneksel bir mağazadır.
Sol-Salamanca turistlerin en çok tercih ettiği bir alışveriş gölgesidir. Burada her türlü mağazayı ve aradığınız herşeyi bulabilirsiniz.
Chueca ve Fuencarral sokağı bölgesi şehrin terk edilmiş yeri ike modern ve avangart hale dönmüştür. Bu bölgeler aktivite cenneti olarak da ünlenmiştir.
Calle Toledo, birçok geleneksel espadril ayakkabıların satıldığı bir çok dükkanın yer aldığı bir yer olarak tercih edebileceklerinizden.
MADRİD ŞEHİR TURU
göreceğiniz yerler; Plaza Puerta del Sol meydanındaki El Oso y el Madroño heykeli, Plaza Mayor, Kral 3. Philip’ in atlı heykeli, San Ginés kilisesi, Calle Del Arenal, Santa Cruz sarayı (Palacio de Santa Cruz), Puerta de Toledo, San Francisco el Grande Basilikası (Real Basílica de San Francisco el Grande), Arap duvarları (Arab wall), Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena), Madrid Kraliyet Sarayı (Royal Palace of Madrid), Theatre Real, Plaza de Isabel II, Calle de Los Donados, Plaza de España, Templo de Debod, Círculo de Bellas Artes, Plaza de Cibeles, Plaza de Colón, El Retiro Parkı ve Real Jardín Botánico botanik bahçesi, son olarak da Madrid’in kalbinin attığı Canalejas meydanı.Puerto del Sol (Gate of the Sun: Güneşin Kapısı) şehrin merkezi ve buluşma noktasıdır. El Oso y el Madroño (ayı ve çilek ağacı) heykeli de buradadır. Meydanın hemen köşesinde en işlek araç trafiğine kapalı caddesi olan Calle Del Arenal bulunmaktadır. Burada ayrıca Madrid’in en eski kiliselerinden olan San Gines Kilisesi (Iglesia Parroquial de San Ginés de Arlés) görülecektir.
Plaza Mayor Madrid’in sembollerinden biri olan bu meydan, festival ve gösterilerin yapıldığı çok geniş bir açık alandır. Bu civarda yöresel restoranlar ve geleneksel barlar bulunur. Meydanın tam ortasında Kral 3. Charles’ın 9 metre yüksekliğindeki atlı bronz heykeli yer almaktadır.
Meydanın birkaç metre ilerisinde yer alan Santa Cruz Sarayı (Palacio de Santa Cruz), Kutsal Haç Sarayı olarak da bilinmektedir. Zamanında kraliyet hapishanesi olarak kullanılan saray günümüzde, Dış İşleri Bakanlığına ev sahipliği yapar.
Rotamızda calle de Toledo üzerinden yürüyerek 13 dakika içinde Puerta de Toledo‘ya ulaşacaksınız. 1827’de inşa edilen, 19 metre yüksekliğindeki bu anıtsal kapı, ortasında yarım çember şeklindeki kemerli bir kapı ve her iki tarafında da dörtgen kapıdan oluşan kolonlu bir yapıdır.
Gran Vía de San Francisco’dan devam ederek, La Latina bölgesinde yer alan Neoklasik tarzı Roman kilisesi olan kraliyet bazilikası yani Real Basílica de San Francisco el Grande (kraliyet basilikası)’na ulaşacaksınız. Girişte bir miktar ücret ödeyerek bu güzel kilisenin içine girmenizi öneririz.
İspanyol Kraliyet ailesinin yaşadığı Royal Palace of Madrid‘e doğru devam ederken Madrid’in eski ve harabe şehir duvarları olan Arap duvarlarını (Arab wall) ve Catedral de la Almudena geçeceksiniz.
Muhteşem peyzajı ve bahçeleri ile tarihi merkez olan Plaza de Oriente Square‘de yer alan Theatre Real Avrupa’daki en iyi opera binalarından biridir. Programları kontrol etmek için buraya tıklayabilirsiniz. Tiyatronun hemen karşısında Kraliçe 2. Isabel’e adanmış heykelin yer aldığı Plaza de Isabel II yer almaktadır.
Gran Via’nın bitiminde şehrin en yoğun araç trafiğine sahip kavşağı olan Plaza de España‘da Templo de Debod, Círculo de Bellas Artes yer almaktadır.
Templo de Debod: Yüzyıllarca Mısır topraklarında kaldıktan sonra Mısır tarafından İspanya’ya hediye edilen bu tapınakta, Madrid’in en eski çeşmesinin yer aldığı bir bahçe, Büyük bir salon, birkaç şapek, üst katta bir teras mevcuttur.
Círculo de Bellas Artes: Sergiler, konser ve tiyatro etkinlikleri ile çeşitli atölye eğitimlerinin verildiği verilen bu mükemmel binanın teras katında yer alan kafeye çıkarak mükemmel manzarayı seyretmelisiniz.
Plaza de España’dan dilerseniz yürüyerek, dilerseniz 2. metro hattını kullanarak rotamızdaki bir sonraki durağımız olan Plaza de Cibeles‘e ulaşabilirsiniz. Bu sembolik meydan şehri Centro, Retiro ve Salamanca bölgerine ayıran bir sınır gibidir. Meydanın ortasında yer alan çeşme (fountain of Cibeles) çeşitli zaferlerin kutlandığı bir yer olarak da bilinir.
Rotadaki son durağımız: Real Jardin Botanica botanik parkı ve El Retiro Park. Burada sakin ve sessiz bir köşede huzur bulabilir istediğiniz kadar dinlenebilirsiniz. Avrupa genelinde yaygın olarak yapıldığı üzere, havanın güzel olduğu günlerde piknik yapmak ya da çimenlerin üzerine uzanarak kitap okumak da ideal aktiviteler olabilir. 15 dakikalık yürüme mesafesinde olan Madrid’ in kalbinin attığı Canalejas Square meydanın da bugünkü turumuzu tamamlıyoruz.
MADRİD’ DE EĞLENCE VE GECE HAYATI
Madrid’ de gece insanlar uyumaz. Bu sebepledir ki şehir “Hiç uyumayan Madrid” olarak da anılmaktadır. Şehirde yapılacak birçok aktivite olduğu gibi eğlenmek için de farklı alternatifler mevcuttur. Futbol maçı seyretmek, yüksek bir binanın tepesinden şehir manzarasını ışıklar altında izlemek, güzel bir bar ya da cafe de oturarak sakin bir gece geçirmek, İspanyol mutfağının lezzetleri ile karnınızı tıka basa doyuracağınız bir restorana gitmek gibi birçok seçeneğiniz mevcut. Ama illa çılgın parti arayan bir gezgin iseniz tabii ki boynunuz bükük dönmeyeceğiniz bir başkent burası. Gran Via, Sol, Plaza España metro duraklarından birinde inip başınızı sağa sola çevirdiğiniz de birçok pub, bar , gece kulübü, disco göreceksiniz.
Ancak bizim önerimiz hazır İspanya’ ya gelmişken önce yemek yemek ve birşeyler içmek için bir tapas bar, ardından geleneksel bir flamenko showuna katılmanız. Tercih sizin 🙂
MADRİD YAKININDA GEZİLEBİLECEK DİĞER YERLER: ALTERNATİF TURLAR
Madrid yakınında, araç kiralayarak günübirlik bir tur ile gezebileceğiniz birçok köy ve kasaba mevcuttur. Bunlardan bir çoğu UNESCO dünya mirasları listesinde yer almaktadır ve eğer zamanınız arsa bu ortaçağ kasabaları kesinlikle görülmeye değer diye düşünüyoruz.
, tam rotada göreceğiniz yerler; Alcalá de Henares, Chinchón, Aranjuez, Toledo, Ávila, El Escorial, Segovia, Sierra de Guadarrama ve El Pardo.MADRİD GEZİ NOTLARI
- Madrid’de en az bir gece kalarak, bu şehirdeki sanat, kültür, hayat tarzını tadına vararak keşfetmelisiniz.
- Bizim bir gün için hazırladığımız yukarıdaki şehir turunu dilerseniz iki güne yayabilirsiniz.
KAYNAKLAR