ROMA Ekonomik Gezi Rehberi
Matadorlar Şehri…
Yaklaşık 3000 yıllık tarihi ve zengin kültürü ile neredeyse bütün sokaklarında yer alan tarihi binaları, kiliseleri, şapel ve bazilikaları ile kendinizi resmen bir açık hava müzesinde hissettiğiniz Roma İtalya’nın başkenti. Eski (old town) ve yeni (new town) şehir merkezi olarak iki bölüme ayrılmış. Eski şehir merkezi UNESCO dünya mirasları listesinde yer alıyor ve bu bölgede yer alan herhangi bir yapıda bir çivi bile çakılamıyor.
Roma imparatorluğu döneminde Roma Doğu Roma’nın, İstanbul’da Batı Roma’nın başkentliğini yapmış. İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş bu şehirde, özellikle eski şehir merkezi bizde olduğundan daha iyi muhafaza edilmiş. Özellikle İstanbul’da yer alan tarihi yarımada yapısına benzerlik gösterse de en önemli fark bizce su meselesi: Bu şehirde yer alan yaklaşık 1500 çeşmeden ve musluklardan gönül rahatlığı ile su içebilirsiniz.
ROMA’ YA ULAŞIM: ROMA’ YA NASIL GİDİLİR?
“Bütün yollar Roma’ ya çıkar.” sözünü doğrularcasına bir yapılanması var bu şehrin. Şehir içinde olduğu gibi diğer şehirlerden hatta ülkelerden de ulaşım oldukça rahat ve pratik.
Uçak ile: Roma’da yer alan iki ana havaalanı mevcut. Leonardo da Vinci/Fiumicino International Airport birçok ülkeden uçuş bulabileceğiniz büyük bir havaalanı iken, şehrin güneydoğusunda yer alan G.B. Pastine/Ciampino International Airport daha çok RyanAir, WizzAir, Easy Jet gibi ucuz havayolu şirketlerinin hareket ettiği bir havaalanıdır.
Tren ile: Şehrin ana tren garı Roma Termini. Bunun dışında Roma Tiburtina, Roma Ostiense, Roma Trastevere and Roma Tuscolana tren garları da ulaşım açısından oldukça merkezi konumda yer alan diğer büyük garlardır.
Araç ile: Avrupa’nın her yerinde olduğu gibi Roma’ya da araç kiralayarak ulaşmanız rahat ve pratik bir yöntem olabilir. Park alanlarının yetersizliği ve hırsızlık olaylarının çokluğu aklınızda olsun.
ROMA ŞEHİR İÇİ ULAŞIM?
Leonardo da Vinci/Fiumicino havaalanından, şehir içi halk otobüslerini ya da aktarmalı tren hatlarını kullanabileceğiniz gibi en rahat ve uygun yolculuk için önerilerimiz: 30-35 dk.’da Roma şehir merkezine ulaşabileceğiniz The Leonardo Express adındaki trenler ya da yaklaşık 55 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile şehir merkezine ulaşabileceğiniz Terravision Bus.
G.B. Pastine/Ciampino Havaalanında şehir merkezine genellikle aktarmalı ulaşım mevcut ancak yine de direkt seferler için Sit Bus Shuttle, Terravision alternatiflerini değerlendirebilirsiniz.
Roma yürüyerek keşfedebileceğiniz bir şehir ancak eğer Roma’da 3 günden fazla kalacaksanız ve çok fazla yürümek istemiyorsanız, Roma Pass almanızı tavsiye ederiz. Bu kart ile tüm şehir içi ulaşımlarınız bedava olmasının yanında, önemli birkaç müzeye bedava giriş ve diğerlerinde de %50 indirimli giriş hakkınız olacaktır.
Seyahat tercihinizi ve planınıza göre hem ulaşım hem de hop- on hop- off turistik otobüslerinden ücretsiz faydalanabileceğiniz Rome ComboPass ile tüm bunların yanında ilave olarak Vatican ve Sistine Chapel’e de ücretsiz girebileceğiniz OMNIA Vatican and Rome kartı almayı da düşünebilirsiniz.
Biletlerinizi metro, tramvay ve otobüs terminallerinde yer alan gişelerin dışında “T” harfi ile işaretlenmiş Tobacconist’lerden de alabilirsiniz. Yeni tramvay ve otobüs duraklarında ise küçük sarı otomatik bilet makineleri de mevcuttur. Biletinizi aldıktan sonra ulaşım araçlarına binmeden önce, biletinizi platformlarda yer alan makinelerde onaylatmayı da unutmayın ki kontrol sırasında ceza yeme riski ile karşılaşmayın.
ROMA’ DA KONAKLAMA: ROMA’ DA NEREDE KALINIR?
Roma’da konaklama için alternatifiniz oldukça fazla. Her mevsim üzerine yoğun turist ilgisi çekebilen bu şehirde otel, hostel, kamp alanı, oda kiralama ve paylaşımı gibi birçok seçeneğiniz var.
Biz Roma şehir merkezine biraz uzak mesafede yer alan Camping Village Roma adında bir kamp alanında kalmış, iki yatak odalı bir bungalow kiralamış ve bir haftalık çok güzel bir tatil geçirmiştik. Kamp alanında kafe, disco, yüzme havuzu gibi alanların yanında bisiklet kiralayarak 10 dakikada plaja gidebilme ve ağaçlarla kaplı patika yollarda bisiklete binerek gezebilme ya da güzel ve sakin bir yürüyüş yapabilme imkanınız da mevcut. Hem dinlenmek hem de Roma’yı doya doya yaşamak istiyorsanız size de tavsiye edebiliriz. Ancak sınırlı bir zamanınız var ve Roma’da 2-3 gün konaklayacaksanız şehir merkezinde yer alan otelleri de tercih edebilirsiniz. Bunun için booking.com ya da airbnb.com her zaman olduğu gibi yine öncelikli önerilerimiz.
ROMA’ DA KESİNLİKLE YAPILMASI GEREKENLER?
Yürüyüş: Kesinlikle yürüyerek tadını çıkartabileceğiniz bir şehir Roma. Her binası, her sokağı tarih kokuyor.
Fiat 500 ya da Vespa kiralayarak doğal güzelliklerle çevrelenmiş panoramik yolların keyfini sürün. Hatta at arabası bile kiralayabilirsiniz…
A.S. Roma ya da S.S. Lazio Roma’nın iki büyük futbol takımı. Denk gelirseniz Olimpik stadyumda bu takımların futbol maçını izleyebilirsiniz.
Yeme &İçme turlarına (Food& Wine) katılmanızı ve eğer ilginiz ve zamanınız varsa workshoplara katılarak İtalyan usulü pizza ve makarna yapımını öğrenmeniz çok eğlenceli bir aktivite olacaktır. Farklı alternatifler için BonAppetour websitesini incelemenizi tavsiye ederiz.
Roma’da günün yorgunluğunu atmak için Tiber Nehri kenarında bir kafeyi tercih edebilirsiniz. Güneş ışığı Tiber Nehri’nin üstünden çekildikten sonra aydınlatmalar ile nehir çok çekici bir hale geliyor. Nehir boyunca gerek Romalılar gerekse turistlerle hareketliğini koruyan kafeler, nehrin hemen kenarında yer alıyor.
ROMA’ DA NE YENİR? NE İÇİLİR?
Tabii ki pizza, makarna, dondurma ve espresso!
Dondurma kelimesi ile özdeşleşmiş Roma Dondurmacısı tanımını ya duymuş ya da bir yerlerde görmüşsünüzdür. Evet, Roma dondurması ile de ünlenmiş bir şehir. Enfes bir dondurma yemek için sadece “gelateria”yalara uğramanız yetecektir ancak en popüler mekan olan Giolitti’ye de kesinlikle gitmenizi tavsiye ederiz.
İtalya’da genellikle “espresso” denilen küçük fincanlarda servis edilen sert kahvelerin tadına bakmalısınız. Eğer siz de bizim gibi kahve içmeyi seviyorsanız, olabileceğiniz en doğru yerdesiniz. Biz sade ve şekersiz kahve içtiğimiz halde İtalyan espresso’su yüzümüzün her daim ekşimesine neden oluyor bu yüzden biraz yumuşatmak için süt koymak zorunda kalıyoruz ama belki siz bu sert tada aşık olabilirsiniz. Aman dikkat, sakın midenizi delmeyin 🙂
Şarapları da meşhur olan bu bölgede şarap turlarına katılabilir bu sayede hem muhteşem güzellikleriye üzüm bahçelerinde gezebilir hem de birbirinden enfes şarapların tadına doyasıya bakabilirsiniz.
ROMA’ DA ALIŞVERİŞ
Roma alışveriş konusunda sıkıntı çekmeyeceğiniz kadar büyük ve metropol bir şehir. Şehirdeki ana alışveriş merkezleri ucuz alışveriş yapma imkanınızın daha fazla olduğu via del Corso, daha fazla tasarım ürünlerin satıldığı butikler ile dolu via Condotti ve çevresindeki sokaklar ile via Cola di Rienzo.Bunun dışında hesaplı rünlerin bulunabileceği yerler ise; via del Tritone, piazza Campo de’ Fiori ve Pantheon‘dur.
Bütün gününü büyük bir alışveriş merkezinde geçirmek isteyenler için ise önerimiz neredeyse 230’un üzerinde mağaza ve restoranların bulunduğu Euroma2.
ROMA ŞEHİR TURU
1.GÜN ROMA TURU: Roma Şehir Merkezi
Roma şehir merkezine geldiğinizi anlamak çok kolay. Öncelikle surlar Roma şehrini adeta çevrelemiş durumda. Roma eski şehir merkezine yaklaştıkça, surlardan geçerek şehir merkezine doğru birbiri ardına tarihi yapıların önünden geçeceksiniz.
Roma sanki bir müze. Her köşesinde ayrı bir tarihi yapı yer alıyor. Biz 2 günlük Roma turumuzda özellikle görmeniz gereken yapıları gördük. Yoksa Roma’daki her bir tarihi yapıyı gezecek olursak, Roma’ya 1 hafta ayırmak gerekiyor. Fakat tarih, mitoloji veya sanatla derinden ilgilenemiyorsanız, 1 günlük Roma turu yeterli olacaktır.
1. gün Roma’da göreceğiniz önemli yapılar: müzeler, kliselerin başlıcaları; Colosseum (Kolezyum), Arco di Costantino (Arch of Constantine), Palatine Hill, Capitoline Hill (Campidoglio), Foro Romano Roman Forum (Roma Forumu), Altar of the Fatherland (Altare della Patria), Palazzo Valentini, Piazza Venezia, Campo de’ Fiori, Pantheon, Piazza Navona, Castel Sant’Angelo, Piazza del Popolo, Villa Borghese Gardens- Galleria Borghese, Scalinata di Trinita dei Monti (Spanish Steps) (İspanyol Merdivenleri), Trinita dei Monti (renaissance church next to spanish steps), Piazza del Spagna, Fontana di Trevi (Trevi Çeşmesi), Basilica Papale di Santa Maria Maggiore, Archbasilica of St. John LateranColosseum (Coliseum, Kolezyum ya da Flavianus Amfitiyatro): Adını İmparator Nero’nun Colossus Neronis heykelinden aldığı düşünülen Kolezyum, Roma deninde akla ilk gelen görkemli yapı. Roma Kolezyum, sadece İtalya’nın değil aynı zamanda dünyanın en büyük amfi tiyatrosudur. M.S. 70-72 yıllarında İmparator Vespasian zamanında yapımına başlanan Kolezyum, M.S. 80 yılında İmparator Titus döneminde açılmıştır… Amfi Tiyatro adının ötesinde, gladyatör dövüşleri, hayvanlarla gladyatörlerin karşılaşması ve hayvan dövüşleri için kullanılmıştır. O dönemde halkın en büyük eğlencesi olan bu dövüşlere, Hristiyanlığın yayılması ile amfi tiyatro yağmalanmış ve dövüşlere son verilmiştir. Günümüzde içini gezmek mümkün. Hatta Roma Pass kart ile sıra beklemeniz de gerekmiyor.
Fakat bizce dışarıdan ve özellikle akşam aydınlatmalar ile Kolezyum daha güzel… Çünkü içinde harabe taşlardan başka bir şey göremeyeceksiniz. Gelmişken gezeyim derseniz, bir rehber eşliğinde gezmenizi öneririz.
Kolezyum’um arkasında önünde öyle bir kalabalık var ki, kadraja sadece Kolezyumu aldığınız an, basın denklanşöre gitsin 🙂
Kolezyum’un önünde gladyatör kostümleriyle fotoğraf çektirilmeyi bekleyen şimdinin gladyatörlerini görmemeniz mümkün değil. Eğlenceli dakikalar sizi bekliyor olacak, aman pazarlık yapmayı unutmayın! Ya da bizim gibi kıyıdan köşeden kadrajınıza gladyatörleri alın shshs.
Arco di Costantino (Arch of Constantine): Kolezyum ile Palantine Hill arasında kalan Constantine Zafer Takı, Roma İmparatoru Konstantin’in Maxentius’u yenmesinin ardından zaferinin anıtı olarak M.S 315 yılında inşa edilmiştir.
Palatine Hill: M.Ö. 10. yüzyıldan itibaren yaşam alanı olarak kullanıldığı düşünülen Palatine Hill, Roma’nın en eski bölgelerinden ve Roma’nın yedi tepeden biridir. Roman mitolojisine göre, burada bulunan Lupercal Mağarası’nda, Romulus ve Remus ikiz kardeşler, onları yetiştiren dört bacaklı anneleri tarafından bulunmuş. Ve Romulus buraya şehir yapmaya karar vermiş ve Roma İmparatorluğu’nu kurmuştur… Günümüzde sadece harabe olsa da, burada zamanında saraylar yer alıyormuş… Kalıntılar arasında Septimius Severus Sarayı (Palace of Septimius Severus), Domitian Sarayı ve stadyumu, Domus Flavia, Apollo Tapınağı, Cybele Tapınağı, Domus Augustana, İmparator Augustus ve karısı Livia’nın evi. Ayrıca 1550 yılında kalıntıların arasına bitki dikilerek, dünyanın ilk botanik bahçelerinden olan Farnese Bahçeleri de Palentine Tepesi’ ndeki yapılar arasında yer alıyor.
Capitoline Hill (Campidoglio): Yapılan kazı çalışmalarına göre, ilk olarak Demir Çağ’da yerleşim yeri olarak kullanıldığı düşünülen Capitoline Tepesi, kuzeyinde Arx, güneyinde ise Capitoline arasında yer alır. Arasında kalan bölgeye ise, Asylum deniyor. Eski Roma’nın yedi tepesinden en küçüğü fakat en önemlisi Capitoline Tepesi, Roma’nın siyasi ve dini merkezi konumuyla, Roma’ nın kalbinin attığı yer, saltanatın merkezi olmuştur. Roma’ya ilk gelenler, Caput Mundi yani Dünya’nın başkanı olarak Roma’nın dünyadaki pozisyonunu bu tepede sembolize etmişlerdir. Burada yer alan Jüpiter Tapınağı (Jupiter Optimus Maximus Capitolinus Tapınağı), Roma İmparatorluğundan önce, MÖ. 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Tarpeian Rock, Juno Moneta Tapınağı ve Tabularium devlet arşivi tepede yer alan en önemli yapılardır. 1536 yılında Michelangelo tarafından dizayn edilen Piazza del Campidoglio‘da yer alan Cordonata merdivenlerinden rotamıza devam ediyoruz.
Foro Romano Roman Forum (Roma Forumu ya da Forum Romanum): Günümüzde sadece kalıntıların olduğu Roma Forumu’na gitmeden önce eski fotoğraflarına bakmanızı öneririz. Böylece o görkemli forumu hayal etmek daha kolay olabilir.. Roma Forum ile Kolezyum arasında göreceğiniz haritalar bir nebze hayal gücünüze yardımcı olacaktır..
Roma Forumunda görülecek yerler arasında, üç adet Zafer Takı (Triumphal Arches), Curia Julia Senato Binası, Rostra platformu, Saturn Tapınağı, Vespasian ve Titus Tapınağı, Castor ve Pollux Tapınağı, Antoninus ve Faustina Tapınağı, Basilica Julia, Basilica Aemilia, Vesta Tapınağı, Vestal Virgins Evi, Romulus Divus Tapınağı, Maxentius Tapınağı, Venus ve Rome Tapınağı, Phocas Sütunu, Concord Tapınağı, Sacellum of Venus Cloacina, the Porticus Deorum Consentium, the arch of Actium, the Regia, Divus Julius Tapınağı…
Ayrıca özellikle Roma Forum’da SPQR (Latince: Senātus Populusque Rōmānus; the Senate and People of Rome) yazısını birçok yerde görebilirsiniz.
Altar of the Fatherland (Altare della Patria ya da the Monumento Nazionale a Vittorio Emanuele II ya da Il Vittoriano): Birleşik İtalya’nın ilk kralı olan Victor Emmanuel şerefine inşa edilen mermer yapı, İtalya’ nın en büyük ulusal anıtı. Ayrıca Victor Emmanuel, Osmanlılara karşı 1911’deki İtalya’nın açtığı savaşta ordusunun başında yer almış.
Palazzo Valentini (Le Domus Romane di Palazzo Valentini): Roma’nın üstü bahane, altı şahane yapısı 🙂 16. yüzyılda Roma eyalet yönetim yeri olarak kullanılmış binaya, arkeologlar 2005 yılında kazı çalışması yaptığında binanın altında, Domus Romane adındaki MS. 4. yüzyıla ait aristokrat evi ve özel termal hamamın yer aldığı kompleks yapı kalıntıları bulmuş.
Piazza Venezia: Via del Corso Caddesi‘nin bitiminde yer alan ve Altare della Patria’yi de içeren meydana, 1455 yılında kendi sarayını (Palazzo Venezia) yöneten ve daha sonra Venedik Cumhuriyeti (Serenissima)’nde üyelik hakkı bulunan Kardinal Venezia’nın adı verilmiştir. Roma’nın merkezlerinden sayılan ve diğer meydanlardan farklı olarak trafiğe açık olan Piazza Venezia’yı görmeden rotadan çıkmıyoruz.
Ayrıca Roma’da şimdinin gladyatörleriyle fotoğraf çekilebileceğiniz diğer bir yer burası. O zaman biz de bu sefer fotoğraf çektirelim 🙂
Campo de Fiori: Piazza Navona‘nın güneyinde yer alan üçgen biçiminde meydan, akşamları gece hayatının nabzının attığı bir meydana dönüşüyor.
Pantheon: Roma İmparatorluğu’nun en görkemli yapılarından olan Panteon, 1436 yılında Floransa Kathedrali yapılana kadar dünyanın en büyük katedrali idi. Muhteşem iç dizayna sahip Pantheon, Portico adında 16 kocaman kolon ve görkemli kubbeden (Dome) oluşuyor.
Piazza Navona (Stadion des Domitian): MS. 1. yüzyılda inşa edilen meydan, Domitian Stadyumu (Stadion des Domitian, Stadium of Domitian)’nun içine yapılmış. Eski Roma halkı buraya agones adı verilen oyunları seyretmeye gidermiş. Bu yüzden burası Circus Agonalis yani yarış alanı olarak da anılır. Meydanın ortasında Nile, Ganges, Danube ve Rio de la Plata Nehir’lerini simgeleyen dört nehrin çeşmesi anlamında Fontana dei Quattro Fiumi (Fiumi Fountain, Fountain of the Four Rivers), güneyinde Fontana del Moro (Moor fountain) ve kuzeyinde Fontana del Nettuno (Neptune fountain) Çeşmeleri yer alır. Ayrıca meydanda göreceğiniz bir başka yapı ise Sant’Agnese in Agone (Church of Sant’Agnese in Agone) Kilisesi… Günümüzde ise Roma’nın en haraketli meydanlarından biri.
Castel Sant’Angelo (Castle of the Holy Angel): 2. yüzyılda İmparator Hadrian için anıt mezar olarak yapılan kutsal meleğin sarayı anlamına gelen Castel Sant’Angelo, daha sonra papaların karışıklık zamanında mültecileri barındırdığı büyük bir kaleye dönüştürülmüş.
Piazza del Popolo: Halkın meydanı (People’s Square) anlamına gelen Piazza del Popolo, MÖ. 220 yılında inşa edilenve Roma’yı Adriyatik kıyısına bağlayan Roma’nın en önemli caddelerinden olan Via Flaminia Caddesi’ne açılır. Roma şehrine Via Flaminia Caddesi’nden giren hacıları etkilemek Porta Flaminia (Porta del Popolo) adında görkemli bir kapı vardır. Papa Sixtus V, Circus Maximus’tan getirttiği Mısır Obelikski Sety I meydanın ortasında yer alır. Ayrıca meydanda üç adet çeşme yer alıyor. Bunlar; Flaminio Çeşmesi (Flaminio Fountain), meydanın batısında yer alan Neptune Çesmesi (Neptune Fountain ya da Fontana del Nettuno) ve onun tam karşısında, yani Pincio Gardens‘ın girişinde yer alan Fontana della dea di Roma (Fountain of the goddess of Rome) çeşmeleri. Meydanın güneyinde ise Santa Maria dei Miracoli ve Santa Maria in Montesanto adında ikiz ve simetrik kiliseler bulunur.
Villa Borghese Gardens- Galleria Borghese: İçinde müze ve çeşitli görülmesi gereken yapının yer aldığı İngiliz tarzı bahçe, Roma’nın halka açık en büyük üçüncü bahçesi.
Scalinata di Trinita dei Monti (Spanish Steps) (İspanyol Merdivenleri): Piazza di Spagna ile Piazza Trinità dei Monti arasında kalan rampada yer alan merdivenler, Roma’nın en fazla turist alan yerlerinden biri. Merdiven deyip geçmeyin, bu merdivenlerde piknik yapabilir, müzik dinleyebilirsiniz. Yorgunluğunuzu atmak için harika bir dinlenme noktası. Tabii akın akın gelen turistlerden kendinize bir yer bulmanız gerekiyor 🙂
Trinita dei Monti (renaissance church next to spanish steps): Fransız Kralı Charles VIII tarafından, ölmek üzere olan babası Louis XI’e yardımcı olan St. Francis of Paola’ ya minnettarlığını göstermek için yaptırılmış olan kilise.
Piazza del Spagna: İspanyol merdivenlerinin hemen altında bulunan haraketliliği ve turistlerin yoğun ilgisiyle kendinizi bir anda içinde bulacağınız meydan.
Fontana di Trevi (Trevi Çeşmesi): Roma’nın en büyük Barok çeşmesi ve dünyanın en güzel çeşmesi olarak görülen Trevi Çeşmesi, Mimar Nicola Salvi tarafından dizayn edilip, Pietro Bracci tarafından tamamlanmıştır. Genellikle onarım çalışmalarının olması sizi yıldırmasın, bir demir para bulup dileğinizi tutun ve paranızı çeşmeye atın. Ya tutarsa değil mi? 🙂 Tabii bunun için öncelikle çeşmenin etrafındaki kalabalığı öncelikle geçmeniz gerekiyor.
Bulabildiğimiz minimum karede Trevi Çeşmesi ve biz 🙂
Basilica Papale di Santa Maria Maggiore: Papalığın en önemli basilikası ve Roma’daki en büyük Marian Katolik kilisesi (Catholic Marian church).
Archbasilica of St. John Lateran: 311- 314 yılları arasında Papa Melchiade zamanında yaptırılan kilise, dünyanın en eski kilisesi olma özelliğine sahip.
2. Gün ROMA TURU: Vatikan
Roma’ya kadar gitmişken Vatikan’ı görmeden olmaz. Vatikan’da önünden geçerken fark etmeyebileceğiniz bir sürü eser var.. [/box] Bu yüzden Vatikan’da görülmesi gereken eserler blog yazısı olarak ayrıca bir post yazısı ile bu bilgileri verelim istedik, tıklayınss. [/box]
ROMA’ DA EĞLENCE VE GECE HAYATI
Özellikle hafta sonları akşam yemeğinden sonra eğlence için tercih edilen mekanlar Testaccio civarındadır.
Üniversiteye yakın olmasından dolayı genellikle öğrencilerin tercih ettikleri ve ucuz ancak keyifli bir zaman geçirebileceğiniz bir çok bar ise San Lorenzo civarında yer alır.
Bu büyük şehirde tabii ki bar, pub, restoran, disko, kulüp ya da her ne tercih ediyorsanız birçok alternatif mevcut olduğu için eğer şehirde sizi yönlendirebilecek bir lokal tanıdığınız yoksa önerimiz pub crawl yaparak bir bardan diğerine geçip, birçok farklı mekanı deneyimlemeniz.
ROMA YAKININDA GEZİLEBİLECEK DİĞER YERLER: ALTERNATİF TURLAR
Roma’da kesinlikle zamanınız varsa, araç kiralamanızı öneririz. Sadece şehir merkezinde kalmayıp, şehri çevreleyen daire dışında kalan alanlarda yer alan birbirinden güzel yerleri gezmenizi, İtalyan kültür ve tarihini derinlemesine anlamanızı tavsiye ederiz. Bunun için aşağıda sizin için 3 farklı alternatif öneriyoruz.
- Roma etrafında bir daire çizerek göreceğiniz muhteşem şehirler için sizin için çizdiğimiz google haritasını inceleyebilirsiniz.
- Ostia Antica: Roma’nın eski askeri limanı. Eğer aracınız yoksa, Pyramid of Caius Cestius yakınında yer alan Roma Porta S. Paolo tren istasyonundan 30 dakikada bir hareket eden Roma- Lido Tren hattı ile ulaşmanız mümkün. Roman Forum’a benzeyen bu alana 10 euro giriş ücreti ödeyerek, gerçek bir Roma şehrinin nasıl olduğuna tanıklık edebilirsiniz.
- M.Ö. 6. yy’a kadar varlığını sürdürmüş ve Yunan tarihçi Herodot’un verdiği bilgiler ile modern tarihçi ve arkeologlar tarafından da kabul edilmiş olan bilgiler ışığında Anadolu’dan (Lidya) İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasındaki bölgeye göç eden “Etrüsk” halkının yaşamış olduğu Etruria bölgesini keşfetmek için Cerveteri, Tarquinia ve Vulci şehirlerini gezebilirsiniz.
- Roma’nın 21 km. güney doğusunda yer alan ve Castelli Romani olarak da bilinen Frascati kentini gezebilirsiniz. Bu kent şehrin gürültü ve kalabalığından uzak, beyaz şarapları ile ünlü, sessiz ve tarihi bir bölgedir. Termini istasyonundan otobüs ve yaklaşık her saat başı hareket eden trenler ile yarım saatte bu şehre ulaşmak mümkündür. Hazır buraya kadar gelmişken, Roma’nın yerli halkı tarafından yazın haftasonu destinasyonu olan bu şehrin biraz daha güneyinde yer alan Albano Gölü kıyısındaki Castel Gandolfo ve etraftaki daha küçük köyler için araç kiralamanızı tavsiye ederiz. Özellikle gün batımını burada seyretmek bir ayrıcalık…
- Tivoli, Anzio, Civitavecchia, Canterano, Viterbo bu rotada göreceğiniz diğer şehirler.
- Roma’dan kuzeye doğru hareket ederek, Siena ve Floransa gibi önemli büyük ve turistik şehirleri gezebilirsiniz. Bu yönde ayrıca, Lucca ve Pisa gibi diğer şehirleri de, zamanınız ve bütçeniz dahilinde, gezmenizi tavsiye ederiz.
- Roma’dan güneye hareketle, Napoli bölgesi yönünde; Ischia, Capri ve Pompeii görülmesi gereken şehirlerdendir. Ayrıca, eğer aracınız yok ve zamanınız kısıtlı ise, Termini’den hareket eden trenler ile sadece Pompeii’ ye günübirlik bir tur yapabilirsiniz. En yavaş trenle bile yaklaşıl 3 saat süren bu yolculuk, Napoli yönünde Frecciarossa trenleri ile bir saatte alınabilmektedir.
ROMA GEZİ NOTLARI
- Roma uzun bir hafta sonu için tercih edebileceğiniz en güzel Avrupa şehirlerinden biridir.
- Şehirde tarihi, turistik, kültürel bir çok mekan ve aktivite mevcut olduğu için zaman planınızı yaparak, şehir turunuzu önceden organize etmeniz gerekir.
- Şehrin tarih kokan işlek sokaklarında gezip, İtalyan kahvesi yudumlayacağınız muhteşem kafelerini deneyimleyip, roma dondurmasının tadına bakıp mümkün olduğunca yerel hayatı gözlemlemenizi ve sıcakkanlı İtalyanlar ile çekinmeden hoşbeş etmenizi öneririz İtalyanlar çok konuşkan oldukları için sizinle samimiyet kurmakta da gecikmeyeceklerdir.
KAYNAKLAR
- http://www.aviewoncities.com