Hazır Gaziantep’e gelmişken buraları görmeden gitmeyin…
Gaziantep şehir merkezinde gezdikten ve midenize bayram yaptırdıktan sonra eğer zamanınız varsa komşu şehirlere gitmeden Gaziantep yakında gezebileceğiniz yerleri gezmeyi de göz önünde bulundurabilirsiniz. Antik şehirler, büyülü Halfeti şehri, tekne turu, kanyon, botanik bahçe,… yani yelpaze çok geniş…
Yesemek Açık Hava Müzesi: Giriş ücretsiz. Her gün ziyaret edilebilir.
Yesemek Açık Hava Müzesi Ziyaret Saatleri: 09:00-12:00 / 13:00-19:00 (Yaz Dönemi) – 08:00-12:00 / 13:00-17:00 (Kış Dönemi)
Yeterli vaktiniz varsa Gaziantep’e kadar gelmişken Yesemek Açık Hava Müzesini ziyaret etmeden gitmeyin deriz. İtiraf ediyoruz, Yesemek adını Gaizantep’e gitmeden araştrma yaptığımızda duyduk, daha öncesinde haberimiz yoktu. Fakat tarihi ve önemiyle dikkatimizi hemen çekti.
Üçyüzden fazla sfenkslerin, aslanların, savaş sahneleri kabartmalarının toprak alrtından çıkarılıp sergilendiği Yesemek Açık Hava Müzesi zamanının heykel okulu ve taş ocağı. Taşın ocaktan alınıp, kalıpların hazırlanıp heykelin ortaya çıkmasına kadar tüm safaların örneklerinin olduğu Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi, dünyada türünün tek örneği. Dönemi düşünülecek olursak bu kapasitede bir atölyeye hem kapladığı arazi açısından hem de taşı işleyen heykeltıraşların yoğunluğu açısından hala ulaşmış değiliz. Yani sanata verilen önem günümüzün çok ötesinde..
Yesemek Atölyesi, M.Ö.1375-1335 yılları arasında Hitit İmparatoru I. Şuppiluma zamanında açılmıştır. Hurriler adında yerli halk çalışırmış.Hitit dışında Suriye, Arami ve Asurlar döneminde de yoğun bir şekilde çalışmıştır. Oriantalizm olarak anılan tarzın Yunan sanatının da çekirdeği olduğu düşünülüyor. M.Ö. II ve M.Ö. XIII yüzyıllar arasında Yakın Doğu’nun en büyük taş ocağı ve heykel işleme atölyesiymiş. M.Ö. XIII yüzyılda Asurlular tarafından faaliyetine son verilmiş ve ustalar Asur’a götürülmüş.
Köklüce Kanyonu: Gaziantep’e 55 km kuzeyinde Araban ilçesinde yer alan Köklüce Kanyonu, kaya tırmanışı yapmak isteyenler için ideal. Yani tırmanış yapmak için buraya gelmeyecekseniz, bu kanyona uğramayabilirsiniz. Köklüce Köyü’nden 30 dakika uzaklıkta uzaklıkta Ardıl Çayı kenarında piknik alanı varmış ama bizce Gaziantep’ten buraya piknik yapmaya gelmeseniz de olur, çay da çok temiz değilmiş..
Gaziantep Botanik Bahçe: 2009 yılında Gaizantep Büyükşehir Belediyesi tarafından açıldı. Osmanlı bahçesi, Su Bitkileri Bahçesi, Kaya Bahçesi, Zen Bahçesi olmak üzre dört farklı türde bahçe var. Osmanlı Bahçesinde adalyanlar ve laleler ön planda. Su Bitkileri Bahçesinde göletler ve şelale ile elodeyalar, japon şemsiyesi ve niliferler ile süslenmiş. Kaya Bahçesi kayalar arasında kaktüsler, düğü çiçekleridağ lalesi gibi kaya bitkileri Zen Bahçesi ise adı üsütnd Japon bahçesi..ejderhayı temsil eden 12 kayanın çevresinde çakıllarla dalga gibi motifler verilmiş. Yani vaktiniz bolsa Gaziantep Botanik Bahçesi görülmeye değer ama özellikle bu bahçeleri görmek için gelmenize bizce gerek yok deriz.. Botanik bahçesine ulaşım ise çok kolay, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde Zübeyde Hanım Bulvarı üzerinde yer alıyor. Gaziantep botanik bahçesi giriş ücreti 2 TL
*Zeugma Antik Kenti: Gaziantep şehir merkezinin yaklaşık 57 km doğusunda Nizip ilçesinde yer alan Zeugma Antik Kenti, tam anlamıyla bir mozaik şehridir.
M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in genarallerinden I. Selevkos Nikator, Büyük İskenderin Fırat Nehri’ni geçtiği yerde Selevkeia Euphrates adında bir şehir kurmuş. Şehirn karşısına da eşi Apama’nın adını verdiği bir şehir daha kurmuş ve bu iki şehri köprü ile birbirine bağlamış. M.Ö. 31’de Roma’ya bağlanan şehrin adı “geçit/ köprü” anlamına gelen “Zeugma” olarak değişmiş. Roma zamanında şehir çok ihtişamlıymış, en iyi dönemini yaşamış. Sanat çok ileri seviyedeymiş. Özellikle de zengin villaların mozaikleri.. M.S. 256 senesinde Sasani Kralı I. Şapur, Zeugma’yı ele geçirip yakıp yıkmış. Şehir bu tarihten sonra bir daha eskisi gibi görkemli olmamış.
Zeugma Antik kentinin sadece bir bölümünde kazı çalışması yapılsa da ortaya çıkarılan mozaikler dünya örnekleri arasında gösteriliyor. Özellikle Türkiye’ye Dünya rekoru kazandıran “mühür baskı yada bulla”ların ise eşi benzeri yok.
Dülük Antik Kenti: Gaziantep şehi merkezine 10 km uzaklıktaki Dülük Antik Kenti, yapılan arkeolojik çalışmalarla dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden birisi olarak kabul edildi. Dünyada bilinen yer altına yapılan en büyük Mitras Tapınakları da burada yer alıyormuş. Kaya kilisesi ve kaya mezarlarının d olduğu antik kent Hititler, Asurlar, Persler gibi devletlere ev sahipliği yapmış
Halfeti tekne turu: Birecik Barajı’daki sular altında kalan köyleri görebilirsiniz. Rumkale- Halfeti (2sa), Rumkale-Savaşan (30dk) Savaşalan minarenin olduğu köy. Su üstünde kalan evler çay bahçesi olarak kulanılıyor.Halfeti Gaziantep şehir merkezine 1.30 saaat uzaklıkta. Tekne fiyatı büyük tekne 120TL, küçük tekne 60 TL.Kişi başı 40 TL olan da var
HALFETİ hakkında bilgi önce kısa bilgi verelim: 3000 yıllık tarihi geçmişi olan şehir, Selçuklular, Eyyübiler, Abbasiler, Roma, Bizans, Osmanlılar yani birçok medeniyete yurt olmuş. Kültürel dokusu bozulsa da tekne turu ile görmeye değer. Havalar sıcak olduğunda sulara atlayabiliyorsunuz. mayo ve snorkel getirmeyi unutmayın. Halfeti 2013 yılında Cittaslow yani ‘yavaş şehir’ seçilmiş. Hatırlatmak için: Cittaslow, ilk kez İtalya’da çıkan, nüfusu 50binin altında olan, kültürünü, yemeğini, geleneklerini koruyan şehirleşmemiş yerlre verilen ünvan. Güneydoğunun da tek cittaslow şehri. Kendine has mutfağı var: haşhaş kebabı, patlıcan kebabı, incir kebabı, şabut balığı, erik tavası, gibi. Denemelisiniz.
- Savaşan Köyü: Halfeti’ye bağlı sular altında kalan en popüler köy. Hattaa Halfeti merkezinden bile ünlü. Sebebi de suyun üzerindeki minaresi. (Halfeti’deki camii suyun kıyısında). Birecik Barajı’ndan önce Fırat Nehri’nin kenarındaymış. Köy yürüme mesafesine taşınmış. Eski evler boş ama 1-2 ev çay bahçesi oarak kullanılıyor. Tekne turu ile gelindiğinde son durak oluyor.
***Rumkale: Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi Kamışlı köyününde yer alan kale, Fırat Nehri ve Merzimen Çayı’nın kesiştiği yerde yarımada şeklinde kayaların üstündedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye’nin en görkemli 13 kalesi arasında yer alıyor. Önemi: Hz. İsa’nın havarilerindenYuhanna (Yohannes) Roma döneminde Rumkale’ye yerleşmiş, kayadan oyma bir odada İncil’in nüshalarını çoğalttığı rivayet ediliyor ve böylece Hristiyanlık’ın yayılımı hız kazanmış deniyor. Bu yüzden Hristiyan alemi için burası kutsal sayılıyor. Bu hikayenin yanı sıra Rumkale Urartular, Babiller, Sümerler, Selçuklu ve Osmanlı’nın ilerini taşıyor. Barşavma Manastırı ve Kalede Aziz Nerses Kilisesi yer alıyor. Yarımadaya çıkılmıyor ama tekne turu ile yakınan görülebiliyor.
Tekne Kasaba Köyü’de durursa Rumkale’yi karşıdan fotoğraflayabilirsiniz.