Barselona Gezi Notu: Deneyim ve Tavsiyeler


Barselona Paris‘te okuduğumuz dönemde yaptığımız ilk seyahatimiz. Çok amatör, çok acılı, çok acımasız, aynı zamanda çok zevkli ve çokça maceralı bir tatildi bizim için.. Başından sonuna tam anlamıyla “Allah kurtarmış!” denilecek türden bir yolculuktu ama geriye dönüp baktığımızda hem kahkahalarla güldüğümüz hem de “cık cık cık” nidalarıyla kendimize kızdığımız yine de her seferinde “İyi ki yapmışız.” diye yaad ettiğimiz bir turdu.. Yiğit kardeşler‘ in organize seyahatlerine ilk adımıydı Barcelona tatilimiz ve işte tüm perde arkasını yazmaya başlıyoruz 🙂 Bu yazımızda, kendi tecrübelerimizden öğrendiklerimizi sizlerle paylaşarak işinize yarayacak tavsiyeler vermeyi amaçlıyoruz.

Seyahat edeceğiniz şehir ya da ülkenin ilkim ve hava durumunu dikkate alın..

Herkesin yazın ya da ılık bahar aylarında gidip de muhteşem plajlarında uzandığı, sahil boyunca uzanan cafelerde güneşin tadını çıkardığı, serin sularında yüzdüğü, berrak bir gökyüzü altında rengarenk Parc Güell fotoğrafları çektirdiği bir yer Barselona. Genellikle göreceğiniz Barselona fotoğraflarında herkes şort ve t-shirt içinde cıvıl cıvıl Las Ramblas sokaklarında bir aşağı bir yukarı yürüyen insanlar arasında 32 dişini gösterir ya da askılı badi ve sandaletlerle gece klüplerinde eğlenceli pozlar verirler.

Biz tabii ki uçak bileti ve oteller daha ucuz olduğundan kışın seyahat ettik bu “yazlık” şehre ve neredeyse bütün fotoğraflarımızda, saklamaya çalışsak da, şemsiyemizin bir kısmı da poz verdi bizimle. Bazı şehirler gerçekten de “yazlık” kategorisinde değerlendirildiğinden, bu şehirlerin turist akımına uğradığı “high peak season” denilen en yoğun dönemleri hava sıcaklığı ile doğru orantılıdır. İspanya’nın Endülüs bölgesi, İtalya’nın Cinque Terre gibi kıyı şeridinde yer alan köyleri, ya da Türkiye’nin güney sahilleri de bu kapsamda değerlendirilebilir. Dolayısıyla bu bölgelere yazın gitmek oldukça masraflıdır. Öte yandan, İskandinavya ya da Alaska gibi yerler, kışın daha fazla tercih edilen ve karlar arasında, dondurucu bir mevsimde görülmesi tavsiye edilen, özellikle bu mevsimlerde harika doğası ile eşsiz manzarasının tadına varılacak bölgeler olduğundan bu mantık yine tam tersi işler ve kışın uçak, otel fiyatları daha fazladır. Tabii bu arada hangi yarım kürede yaşadığınız ve hangi yarım küreye ya da diğer bir deyişle enlem-boylam’a hareket ettiğiniz de önemli. Yani misal, Kasım ayından sonra Türkiye’de havalar soğumaya başlar ve biz yavaş yavaş kışa hazırlanırken, Uzak Doğu, mesela Tayland muson iklimini geride bırakıp, bu ülkeye gidilmesi gereken en güzel dönemine girer.

Yurt dışında yapacağınız alış verişlerde seçici ve akılcı olun..

Gelelim bizim kışın yaptığımız Barselona tatilimize. İçine su alan ayakkabılarımız yüzünden tam 3 çift bot almak zorunda kaldık. Neden üç çift? Çünkü ucuz etin yahnisi yavan olurmuş shshs.. Her girdiğimiz mağazada fiyat karşılaştırmasında galip gelen botlar, kalite bakımından o kadar da üstün bir performans gösteremedi maalesef. Barcelona’ daki 2. günümüzde aklımızdan bir Euro- Türk Lirası karşılaştırması yapıp, ” Burada çok daha ucuz!” diye hemen saldırdığımız lokal marka botlar 3-4 gün içinde neden bu kadar ucuz olduğunu belli etti. Ama bu ilk tecrübeden akıllanmamış olacağız ki bundan sonra aldığımız 2 botta da aynı hataya düştük. Tabii burada ucuz yollu öğrenci seyahati yaptığımızı hatırlatmamızda fayda var. Diğer herşeyde olduğu gibi bot seçiminde de en hesaplısı gözümüze ilişti ve mantığımızda kabullendi tabii. Sonuçta dünyaca bilinen markaların fiyatları aşağı yukarı tüm şehirlerde aynı. Hatta özellikle son dönemlerde Türkiye’de alışveriş yapmak, kredi kartı ile taksit seçeneği ve indirim kuponları sayesinde daha hesaplı bile olabiliyor. Artık dünya modasını neredeyse eş zamanlı takip ediyor, hatta ve hatta bazı ülkelerden bile daha hızlı adapte olabiliyorken valizinizi sırf “Ama ben yurt dışından alışveriş yaptım.” egosu ile yüklemenize gerçekten hiç gerek yok. Bu “gösteriş” artık demode oldu. Ancak yine de özellikle cep telefonu, bilgisayar, fotoğraf makinesi gibi özellikle teknolojik aletlerde durum farklı. KDV uygulanan ülkelerden satın aldığınız bazı ürünlerde “Tax- Free” kullanarak, gümrükten malın çıkışı anında fatura ibrazında tahsil edilen KDV’nin (Katma Değer Vergisi) iadesini almanız, hem de yurt dışında hali hazırda daha ucuz olan bazı modellerin, gümrük ve lojistik masrafları da hesaba katılarak fiyat karşılaştırmasında daha da uyguna geldiği gerçeğini tabii ki kabul ediyoruz. Şu an bahsettiğimiz alış veriş konusu sadece ayakkabı ve tekstil için geçerli 🙂

Otel, hostel, oda kiralama, oda paylaşımı seçeneklerini akıllıca değerlendirin..

Barselona’da yaptığımız konaklama da tam bir şenlikti. Dünya’nın en ucuz ve muhtemelen en dandik hostelinde kaldık. Odamız daha binanın kapısına varmadan burnumuzun direklerini kıracak kadar kötü kokuyordu. Herkes mi keşti, yoksa artık o kokudan biz mi öyle görmeye başlamıştık bilemiyorum. 8 kişilik bir bayan koğuşu seçmiştik. 8 farklı milletten hemen hemen aynı yaşta gezgin ruhlu fukaralar topluluğu arasında kendimizi konumlandırarak, hem yeni insanlarla tanışmak hem de yeni kültürler hakkında bir şeyler öğrenmek ve bütün bunlara çok cüzi bir miktar ödeyerek sahip olmak başta çok mantıklı geldi 🙂 Ama bu deneyim sırasında asıl öğrendiğimiz aslında kadınların erkeklerden maalesef çok daha pis, pasaklı ve dağınık olduğunu gerçeğiydi. Perde arkasında bol tozlu raflar, tuvalet masasının üzerinde ayakkabılar, ortalıkta dağınık valizler ve yerlerde saçlar ile iki başak burcu olan biz ” Yiğit Kardeşler” için oldukça rahatsız edici bir tecrübeydi. Ama biz Barselona’da bu kötü tecrübeyi yaşadık diye, bundan sonra yaptığımız diğer ucuz yollu “budget travel” larımızda bu tip koğuşlarda kalmayı tercih etmedik diyemeyeceğiz zira “Ne kadar ekmek, o kadar köfte.” shshs

Seyahat sürenizi iyi planlayın..

Kışın yaptığımız bu Barselona seyahatimizde her nedense tam 9 günlük bir tatil planlamışız. Yaz aylarında olsak, tadına doyulmaz ve muhtemelen bu 9 gün bile yetmezdi. Ama kışın zaman geçmek bilmedi. Her günümüzü doldurduk, ama gün sonuna doğru artık rotamızdaki yerlerin hepsini tamamladıktan sonra canımız sıkılmaya başladı. Her akşam parti, her akşam restorant, her akşam başka bir mekana gidip birşeyler içmek bütçemizi oldukça zedeledi. Aslında tatili ucuza getireceğim derken planladığımızdan daha masraflı bir tatil yapmış olduk. Bu tatil sonunda edindiğimiz bu tecrübe ile bundan sonraki gezilerimizde sadece uçak bileti ve otel fiyatlarına değil, aynı zamanda müze giriş ücretleri, ne- ne kadara yenir, nereler görülmeli bu yerler için tren, otobüs biletleri ne kadardır, hatta ve hatta tatile gitmeyi planladığımız döneme denk gelen bir konser ya da tiyatro gibi etkinlik var mı, varsa ücretleri nelerdir gibi bir çok alt maddeyi de excel tablosu haline dökmemiz gerektiğini öğrendik. Bir sonraki yazımızda sizin için buna göre genel bir tablo oluşturup, sizin de aynı hatalara düşmenizi engellemeyi amaçlayan pratik bir “tatil hesapla” klavuzu yazısı yazmayı planlıyoruz. Takipte kalınız kıpss..

Hakkınızı savunun, aldığınız hizmeti sonuna kadar değerlendirin..

Öğrenci seyahatlerinin avantajlı yanı çok fazla lüks ya da konfor aramıyor olmanız. Bu sebeple mutlu olmak ve keyif almak daha kolay. Mesela biz dönüpte hostel görevlilerine “Neden bu odalar bu kadar pis?”, ya da “Ekstra havlu istedim ama gelmedi!”, ya da “Neden çarşaflar kötü kokuyor?” demedik, diyemedik çünkü zaten bunları bilerek günlüğü 9 euro olan bu odayı seçmiştik. 4- 5 yıldızlı bir otele verecek paranız varsa ve lüks bir tatil yapıyorsanız ve yahut bir seyahat acentasının düzenlediği bir tura katıldıysanız, bu tip soruları sorabilme hakkınız mevcut ve ödediğiniz paranın hakkını almalısınız.

Seyahatiniz öncesinde haritadan diğer yakın şehirleri, şehirlerarası uzaklığı, ulaşım alternatiflerini ve fiyatlarını araştırın..

Bunun dışında bir de öğrenci harçlığı ile yapılan tatillerde her şeyi yapamıyor olmanızın arkasına vicdanınızı rahatlatıcı bir bahane bulabilmeniz de mümkün. Misal, biz 9 günlük bir tatil değil de 5 günlük bir tatil planlasaydık, Barcelona’da gezilecek yerler bitip de sıkılmaya başladığımızda araba kiralayarak diğer yakın şehirlere, mesela Valencia’ya, gidebilirdik. Ama yapamadık. Neden? Çünkü hem öğrenci olduğumuzdan o kadar bütçemiz yoktu hem de bu gezi bizim ilk acemiliklerimizdendi. Dolayısıyla bundan sonra Valencia’ya gitmek istersek, tekrar uçak, otel ve artık yurt dışında oturumumuz ya da hazırda bir Schengen vizemiz olmadığından yeniden vize ücreti ödemek suretiyle bir daha masraf yapmamız gerekecek.

Kıssadan hisse:

Hiçbir tatil kusursuz olmaz. Her zaman şans faktörüne bağlı olumlu ya da olumsuz tecrübeler edinebilirsiniz. %100 plana uygun bir tatil geçirme ihtimaliniz her zaman mümkün değildir, öyle olsa zaten hiçbir eğlencesi kalmazdı. Sürprizlere açık olun. Seyahat genel itibariyle rahatlamak, rutinden uzaklaşmak, mutlu olmak, öğrenmek, eğlenmek gibi birden fazla sebeple bize sunulan kısıtlı bir süredir. Bu sebeple, seyahatlerinizde esnek olmanızı, her koşulda mutlu olmaya ya da pozitif şeylerin farkına varmaya açık olmanızı tavsiye ederiz. Siz nereye, ne zaman gideceğinizi ve nerede kalıp, nereleri gezeceğinizi planlayın, sonra bırakın hayat sizi sürüklesin.

Mutlu tatiller..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.