GEZİ KUMBARASI Perde Arkası


NASIL BAŞLADIK BU YOLA? SÜREÇ NASIL İLERLEDİ?

Nostaljik yolculuk…

Neredeyse her gün haritayı açarak, bir daha ki sefer hangi ülkeye ve hangi şehre TICK atsak diye araştırma yapar, bol bol okur, plan yapar ve her yazıyı dikkatlice inceleriz. Her seyahatimizde önceden kısa bir gezi rehberi kıvamında hazırladığımız en az 4 sayfa A4 çıktısı yanımıza alarak, sokak sokak dolaşırız. Adım adım, karış karış alt üst ederiz her şehri. Gezdiğimiz yerlerde bir sürü fotoğraf çeker, uçak biletinden tutun da, otelde verilen bardak altlığına kadar o seyahatte elimize ne geçtiyse saklar bunları da eve döndüğümüzde her şehir için ayrı ayrı hazırladığımız küçük kutularda saklar, her şehir için ayrı bir albüm hazırlar, gezdiğimiz yerler ile ilgili deneyimlerimizi gezi günlüğümüze yazarız. Yani yazardık…

Eskiden kutulara kaldırmanın yeni versiyon adı: Blogging…

Teknolojinin dünyayı yönlendirdiği çağımızda, şimdiye kadar yaptığımız yöntemi değiştirme zamanının geldiğini fark ettik. Yazmayı, fotoğraf çekmeyi, araştırma yapmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi, teknolojiyi takip etmeyi ve seyahat etmeyi çok seviyoruz. Bu yapmaya yeni başladığımız bir şey değil. Aslında çocukluğumuzdan beri yaptığımız bir şey. Çünkü biz, el yazısıyla günlük tutmanın popüler olduğu, öğrenmenin yolu, ansiklopediden araştırıp, okumaktan geçtiği, aracınızda dünya haritanızın olması ve rotanızı onun üstüne çizmeniz “cool” bir haraket sayıldığı zamanın çocuklarıyız… Tek uygulaması yılan (snake) olan cep telefonumuz liseye gittiğimiz zaman alındı… Hala eski bilgisayarımızın -şimdi ikinci elde bile satılmayan – internete bağlandığı zaman çıkardığı garip sinyalini hatırlıyoruz. Neredeyse 2000 yılına kadar, o zamanlar kalitesi harika görünen dijital kameramız yoktu.. Yani go-pro anasının karnında bile değildi shshs..

Hayatın anlamını sorguladığımız zamanlardan birinde, yapabileceklerimiz, yapmak istediklerimiz ve tutkularımızdan bahsedince, ortaya tek bir şey çıktı: blogging!

Aslında blogging kelimesi daha ortaya çıkmadan uzun zaman önce, biz seyahat bloguna başlamıştık. Yani bizim için yeni bir şey değildi… Sadece bir tanım. Bu çağın getirdiği yeni bir iş alanı.

Happy feet around the world…

Böylece Merve’nin 2011 yılında “Happy feet around the world” adıyla açtığı wordpress blog hesabını aktif hale getirmek istemesiyle, “Neden anılarımızı birleştirerek, ortak yazdığımız bir web sitesi açmıyoruz?” sorusuna yanıt olarak bu işe girişmiş olduk. Sene 2016!

Peki ne yaptık? Aslında kısaca;

  • Seyahat hatıralarımızı, not defteri ya da günlükler yerine internette yazmaya başladık.
  • Basılı haritada rota çizmeyi azaltıp, daha çok google map kullanmaya başladık.
  • Fotoğraflarımızı bastırıp albümlerde saklamak yerine, dropbox, flickr, instagram ve harici disk kullanmaya başladık.
  • Kitap ve ansiklopedilerin sayfalarını çevirmek ya da kütüphaneye gitmek yerine internetten; blogging, vlogging ve video yapma ya da fotoğraf edit etme yazılımı ile ilgili her türlü bilgiyi daha fazla okumaya başladık.
  • Ayrıca yapacakları seyahat için tavsiyelerimizi isteyen arkadaşlarımıza, kişiye özel ve detaylı email atmak yerine sadece bir link paylaşarak, zaman kazandık. (Çoğu zaman başımıza gelir)

Ve böylece; seyahat anılarımızı, gezi notlarımızı,  rotalarımızı, fotoğraflarımızı, gezdiğimiz yerleri, yürüyüş haritamızı, yediğimiz- içtiğimiz- gördüğümüz her şeyi küçük kutular içinde ve çıktılar halinde saklamak yerine online olarak arşivlemek niyetiyle kurduğumuz bir platform elde ettik. (İtiraf edelim, belli bir süre sonra o biletler ve fişler bembeyaz oluyor, fotoğraf albümleri raflara kaldırılıyor ve eğer her gün çıkarıp tozunu almazsanız aslında bütün anılar yavaş yavaş silinmeye başlıyor.)

Hem kağıtlarda özetlemek ve işaretlemek yerine, her ikimizde kendi kelimeleriyle daha çabuk ve daha kolay bir şekilde düşüncelerimizi websitemize aktarabiliyoruz.

Sonuç olarak kendimiz için yaptığımız bu site,  bizim kamusal gezi günlüğümüz oldu, adını da www.gezikumbarasi.com koyduk…

GEZİ KUMBARASI İNTERNET SİTESİNİ HAZIRLARKEN NELERE DİKKAT ETTİK?

Sade, yalın ve özenli olmasına özellikle dikkat ettik… Biz de sizin gibi farklı farklı konularda bloglar okuyoruz. Ve görmek istediğimiz ilk şey her zaman, “İstediğim bilgiye kolayca ulaşabiliyor muyum?” oluyor. Biz de kadın eli değmiş gibi olmasına özen gösterdik shshs..

Bu zamanda vakit çok değerli biliyoruz. O yüzden, bilgi aramakla vakit kaybetmek en son istediğimiz şey..

Biz de bu zaman diliminde, bedavaya açılan blogdan, şu anda bu yazıyı okuduğunuz, şimdiye kadar gezdiğimiz yerlere ait seyahat notlarımızı, destinasyonlarımızı, rotalarımızı ve ilham veren ayrıca gezici ruhunuzu harekete geçirecek faydalı bilgileri içeren profesyonel websitesine geçiş yaptık. Böylece kolay erişim için gerekli arayüzü sağladık.

Diğer bir konu ise, “to do point” bilgi paylaşıyoruz…

NEDEN ÖNCE İNGİLİZCE YAZIP SONRA TÜRKÇE YAZMAYA DEVAM ETTİK? 

Açıkcası İngilizce yazmak daha kolaydı… İngilizce araştırma yapıp, seyahatlerimiz sırasında ağırlıklı olarak İngilizce konuştuğumuz için kolayımıza geldi… Seyahat etmek uluslararası bir eylem ve bugünün dünyasında neredeyse her gezgin İngilizce iletişim kurduğu için, İngilizce yazarak her milletten kişiye hitap edeceğimizi düşündük…

Fakat çevremizin ısrarıyla ve sitedeki analizlere baktığımızda talebin daha fazla oranla Türkçe yazıdan yana olmasıyla, bir süredir yazdığımız İngilizce yazılarımız Türkçe’ye çevirdik.

Ama görülmesi gereken yerler, anıtlar, tarihi yerler, yeme- içme gibi başlıkları İngilizce ve o ülkenin kendi dilinde de veriyoruz…

TEKNOLOJİ ve EKİPMAN SEÇİMİ

Bu işe ilk giriştiğimizde, yani daha happy feet around the world iken, baya eski model fotoğraf makineleriyle başladık. Sonra ikimizinde cep telefonuyla teknolojiye ayak uydurduk… Ve şu anda ihtiyacımız doğrultusunda, MacBook Air alarak kolay ve hızlı internet erişimi sağladık. Tabii video edit etmek için de çok kolay. Sonra da Canon G7x ile görüntü kalitemizi arttırdık. En son AEE marka bir action cam alarak biz de geniş açılı fotoğraf kategorisine aday olduk.. Zaman zaten size ihtiyaç duyduklarınızı gösteriyor… Her şey ilk adımı atmakta…

Ve sonunda işte buradayız! İki kız kardeş güçlerimizi birleştirdik ve yakın zamanda gezeceğimiz, Afrika ve Güney Amerika ülkelerini kapsayan bir checklist yapıyoruz. Bizi takip etmeye devam etmeniz ümidiyle.. Saygılar efendim..

1 Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.